“Şikayet etme, harekete geç” diyerek sosyal problemlerin çözümü için birçok alanda faaliyet gösteren Ahtapot Gönüllüleri’nin Akademik Araştırmalar Sorumlusu Bilge Topal kurumsal internet radyosu Radyo Gedik’te yayınlanan İyilik Elçileri’nin 7 Mayıs’taki yayınının konuğu oldu. Topal, gönüllülüğün önemini, Malzeme Değerlendirme Merkezi’ni, doğa sporları kolunu, STK’larla gerçekleştirdikleri işbirliklerini ve “Kardeş Aile Ol” projelerini anlattı. Ahtapot Gönüllüleri Derneği, bir
“Şikayet etme, harekete geç” diyerek sosyal problemlerin çözümü için birçok alanda faaliyet gösteren Ahtapot Gönüllüleri’nin Akademik Araştırmalar Sorumlusu Bilge Topal kurumsal internet radyosu Radyo Gedik’te yayınlanan İyilik Elçileri’nin 7 Mayıs’taki yayınının konuğu oldu. Topal, gönüllülüğün önemini, Malzeme Değerlendirme Merkezi’ni, doğa sporları kolunu, STK’larla gerçekleştirdikleri işbirliklerini ve “Kardeş Aile Ol” projelerini anlattı.
Ahtapot Gönüllüleri Derneği, bir grup doğa tutkunu arkadaşın bir araya gelmesiyle hayata geçti. Dernek ilk başta Vedat Kürşün’ün Scuba dalış eğitmeni olduktan sonra kendi arkadaşlarına da bu sporu öğretmek için oluşturduğu bir kulüptü. Derneğin isminin nereden geldiğini açıklayan Akademik Araştırmalar Sorumlusu Bilge Topal, “Aslında derneğimizin adının iki anlamı var. Scuba dalışta, tüplerde herhangi bir sıkıntı olduğunda arkadaşınızın tüpündeki oksijeni kullanmanızı sağlayan alete ahtapot deniliyor ve derneğin ilk adı hikayesinden de hareketle buradan geliyor. İkinci anlamı ise, dernek olarak tek bir alanda faaliyet göstermediğimiz için derneğimizi anlatırken zamanla gönüllülerimizden gelen ‘Demek birçok alanda çalışıyorsunuz adınız o yüzden ahtapot’ benzeri yorumlardan geliyor. Ayrıca, ahtapotun sekiz kolu, üç kalbi ve dokuz beyni var. Biz de buradan yola çıkarak üç kalbimizle, sonsuz sevgiyle sekiz farklı alanda faaliyet gösteriyoruz. Tesadüfen yönetim kurulumuzda da dokuz üye var. O dokuz üyeyi de dokuz beyinle eşleştirebiliriz” şeklinde konuştu.
“Gönüllülük yapan kişiler zamanla yaşayarak öğrenir ve dönüşür”
Toplumdaki birçok sorunun empati yoksunluğundan kaynaklandığını düşündüklerini ifade eden Topal, “Başkalarının hayatındaki zorluklara temas fırsatları yaratabilirsek, gönüllülük yapan kişiler zamanla yaşayarak öğrenir ve dönüşür. Dolayısıyla bu kişi, toplumdaki sorunların çözümünde de aktif bir birey olarak rol alabilir diye düşünüyoruz. Bu sebeple deneyimleyerek öğrenmeyi bütün projelerimize taşımaya çalışıyoruz. İnsanların duyarlı olduğu alanlar farklı olabilir. İnsanlar gelsinler, destek olmak istedikleri alandaki projelerimizde gönüllülük yapsınlar ve toplumsal dönüşümü birlikte başaralım diye uğraşıyoruz” sözleriyle gönüllülüğe bakış açılarını açıkladı.
“Maddi durumu yeterli olmayan insanlar yırtık ve kötü malzemeler giymek zorunda değil”
İlk ve en büyük projeleri olan Malzeme Değerlendirme Merkezi’nden bahseden Topal, “Temelde toplumun her kesiminden kullanılabilir durumda olan ama kullanılmayan kıyafetleri, oyuncakları, ayakkabıları ve kitapları bağış olarak kabul ediyoruz. Gönüllülerimizle birlikte bu malzemeleri yırtığı, çıkmayacak lekesi veya başka bir sorunu var mı diye tek tek kontrol ediyoruz. Dernek merkezimizde çamaşır makinaları, ütüler ve kurutma makinaları var. Bu ürünler tek tek yıkanıyor, ütüleniyor, paketleniyor. Üzerlerine etiket basılıyor. Bu etikette de ürünün hangi cinsiyet için olduğu, bedenini ve türü yazıyor. Böylece ürünler tekrar açılmıyor ve kirlenmiyor. Ufacık bir söküğü bile olan ürünleri geri dönüşüme gönderiyoruz çünkü maddi durumu yeterli olmayan insanlar yırtık ve kötü malzemeler giymek zorunda değiller. Bu durum, -toplum olarak sıklıkla içine düştüğümüz bir yanılgı. Bu fikre karşıyız ve insanlık onurunu ön planda tutuyoruz. Malzeme Değerlendirme Merkezi’miz iki senedir açık ve bu iki senede 3 bin 500 gönüllümüz oldu. Bunların çoğu da üniversite öğrencisi” diyerek merkezin işleyişini anlattı.
“Doğa sevgisi kazanırsak insanı da daha çok severiz”
Motivasyon olarak gördükleri doğa sporları kollarını anlatan Bilge Topal, “Doğa sporlarının insana mental ve fiziksel katkılarını tanıtmak istiyoruz. Spor sadece bir hobi değil, aynı zamanda kişisel gelişimi sağlayan bir aktivite. Bu sporları yapmak isteyen fakat kendisine arkadaş çevresi veya eğitmen bulamayan kişiler için bir çekim merkezi oluyoruz. Bu doğa sporları arasında rafting, kaya tırmanışı, çadır kampı, kar kampı, paraşüt, Scuba dalış gibi alanlar var. Tabii mevsimine göre değişiyor ama her ay bir kere, güzel mevsimlerdeyse 2-3 kere bu sportif faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Bu hem bizimle çalışan gönüllülerimizin motivasyonlarını arttırmak için bir kaynak hem iyi bir sosyalleşme aracı hem de bizimle daha önce yolu kesişmemiş ama birlikte spor yapmak isteyen insanlar için de bir buluşma alanı oluyor. Doğa sevgisi kazanırsak insanı da daha çok severiz diye düşünüyoruz” dedi.
“Yaptığımız her işe sorumluluk duygusu kadar eğlenceyi de katmak istiyoruz”
Maratonların kaynak toplayabilmek için çok değerli fırsatlar olduğunu ifade eden Topal, “Geçen seneki yıllık topladığımız bağış miktarının yüzde 60’ını maraton sayesinde elde ettik. Biz yaptığımız her işe sorumluluk duygusu kadar eğlenceyi de katmak istediğimiz için maratonlarda ahtapot bacakları ve peruklar takıyoruz. Aynı zamanda da nispeten yeni ve küçük bir dernek olduğumuz için bir farkındalık yaratmak istiyoruz. Bunun dışında, dünyada da geleneksel bağışçılık değişti. Artık işin içinde olarak, koşarak, spor yaparak bağış toplanıyor. Bu çok güzel bir sistem çünkü aslında her STK’nın koşucusu, o STK’nın ulaşamayacağı kişilere de ulaşabiliyor. O kişilerin tanıdıkları ve çevresi de dönüşüyor. Böylece hem sivil toplum bilinci artıyor hem kendi sağlığınız için bir şeyler yapmış oluyorsunuz hem de bağış topluyorsunuz. Bir taşla üç kuş sağlıyor aslında maratonlar” sözleriyle maratonların önemini vurguladı.
“Aynı alanda çalışan STK’lar bir araya gelerek daha fazla etki yaratabilir”
Şimdiye kadar 20’nin üzerinde STK ve 100’ün üzerinde okul ve şirketle projeler gerçekleştirdiklerini ifade eden Topal, “Aynı alanda çalışan STK’lar bir araya gelerek daha fazla etki yaratabilir. Bu sivil toplumun son zamanlarda konuştuğu ve üstüne gittiği bir konu. Örneğin, bu sene yaşanan Elazığ Depremi’nin ardından biz de Elazığ’a gittik ve orada tam olarak 52 sivil toplum örgütü vardı. STK’larla bir araya gelip herkesin güçlü olduğu kası doğrultusunda bu afeti nasıl en iyi ve hızlı şekilde atlatabiliriz, nasıl normale dönebiliriz konusunda çalıştık. Elazığ Depremi’nden sonra da STK Afet Koordinasyon Platformu’nu kurduk. Eğer hayalimizdeki platformu gerçekleştirebilirsek, bundan sonra Türkiye’nin herhangi bir yerinde bir afet olduğunda hızlı refleksle, kimin ne yapacağı daha önceden belli olmuş şekilde sorunu hızlı bir şekilde çözme yoluna gideceğiz. Kolektif olarak güç ve bilgi paylaşımıyla çözüme ulaşmak çok daha kolay oluyor” diyerek sivil toplumlun birlikte çalışmasının önemine değindi.
“Kardeş Aile Ol” projesi nedir?
Koronavirüs sürecinde gerçekleştirdikleri “Kardeş Aile Ol” projesini anlatan Topal, “Bu dönemde hepimiz eve çekildik fakat 20 yaş altındakilerin ve 65 yaş üstünün risk grubunda olduğu için evden hiç çıkmamaları gerekiyor. Ancak, bu iki gruba da bakmakla yükümlü olan bir yaş grubu var. Özellikle yevmiye usulü çalışan insanların hepsi işlerini kaybettiler. Bu sebeple para kazanamıyor ve temel ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Biz de buna dikkat çekebilmek için OKDER ile Mahmut Şevket Paşa Mahallesi’ni kendimize pilot bölge seçerek #KardesAileOl projesini geliştirdik. Hepimizin online alışveriş yapmaya döndüğü bu dönemde, bu mahalleden bir kardeş aile edinerek kendinize aldığınız ürünleri bu aileler için de alabiliyorsunuz. Dilerseniz online alışveriş sitelerinden koli, zincir marketlerden hediye kartı veya hediye kodu da gönderebiliyorsunuz. Böylece kardeş aileniz için de alışveriş yapmış oluyorsunuz” diyerek dayanışmaya en çok ihtiyaç bu dönemde gerçekleştirdikleri rol modeli dinleyicilerle paylaştı.
“Daha iyi bir dünyayı birlikte yaratmak dileğiyle…” sloganıyla Serpil Güzel Ün’ün gönüllü olarak hazırlayıp sunduğu Radyo Gedik “İyilik Elçileri” programının; Ahtapot Gönüllüleri Derneği’nin Akademik Araştırmalar Sorumlusu Bilge Topal ile gerçekleşen yayın podcastine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
















