“Salgınla mücadelede, tıbbi müdahaleler kadar psikolojik ve sosyolojik dokunuşlar da önemli”

“Salgınla mücadelede, tıbbi müdahaleler kadar psikolojik ve sosyolojik dokunuşlar da önemli”

1922 yılından beri kutlanan 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü, ruh sağlığı ve ruh hastalıklarının toplumda farkındalığını artırmayı amaçlıyor. Akıl sağlığıyla sıkça karıştırılan ruh sağlığı, kişinin kendisi ve diğer insanlarla uyum ve denge içinde olmasını ifade ediyor. 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü yaklaşırken ruh sağlığıyla ilgili hususlarda bireysel ve toplumsal farkındalığı artırmayı, ruh sağlığını korumayı, güçlendirmeyi, iyileştirmeyi amaçlayan Ruh Sağlığı Derneği’nden Psikolojik Danışman, Uzman Psikolog, Aile Danışmanı, Boşanma Terapisti Şeyma Kaplan ile ruh sağlığını, derneğin güncel çalışmalarını, pandemi sürecinin etkilerini konuştuk.

Ruh sağlığı toplumda akıl sağlığıyla karıştırılabiliyor. Ruh sağlığı tam olarak nedir?

Sağlık; bedensel, ruhsal ve toplumsal iyilik hali olarak tanımlanır. Bu çok genel bir tanımdır. Her belirti bir hastalık değildir. Eğer her belirtiyi bir hastalık olarak düşünecek olursak hiç kimsenin sağlıklı olduğunu söyleyemeyiz. Ruh sağlığı ve akıl sağlığı bağlantılıdır; fakat ruh sağlığının tanımını yapmak akıl sağlığına göre daha güçtür. Ruh sağlığı; kişinin kendisi ve diğer insanlarla uyum ve denge içinde olmasıdır. Yerinde, zamanında ve yeteri kadar kavramlarını hayatının her alanında yaşayabilen kişi ruh sağlığına sahiptir.

İnsanlar zaman zaman zor dönemlerden geçebiliyorlar fakat bu ruh sağlıklarının yerinde olmadığı anlamına gelmiyor. Ruh sağlığımızın bozulmaya başladığını ve destek almamız gerektiğini nasıl belirtilerle anlarız?

Ruh sağlığı, kişinin kendisi ve diğer insanlarla uyum ve denge içinde olmasıdır. Bu uyum kati kurallara bağlı olmayıp değişkenlik ve belli ölçülerde esneklik taşır. Kişinin kendisiyle uyumlu olması, nedeni belli olmayan ve uzun süren kuruntu, kaygı korku ve kuşkulardan uzak olması, yakın ve uzak çevresiyle sağlıklı bir ilişki ve iletişim kurabilmesi, yakın ve uzak çevre ilişkileri dışında da saygı duyması, sevebilmesi, bunun karşılığında saygı duyulan sevilen bir kişi olabilmesi, kendine güvenmesi, yetenekleri, özellikleri, gruba göre artı ve eksileriyle kendini değerlendirip kabul edebilmesi, toplumda bir yerinin olması, iş yapması, başarılarıyla mutlu olması, daha iyiye ulaşmak için çaba göstermesi, gelecek için gerçekçi planları olması, bunlara ulaşma çabası içinde olması, eğer bu amaçlara ulaşamazsa yerine geçebilecek yeni planlar yapabilmesi, karşılaştığı engeller karşısında yılmaması ve bunlarla baş etme gücünün olması, bağımsız karar verme ve uygulama yetisi olması, her şeyi zamanında yapma becerisine sahip olması, eğlenmeye ve dinlenmeye zaman ayırması, sosyal aktivitelere katılması, kendini geliştirmesi için zaman ayırabilmesi kişinin ruh sağlığı açısından önemlidir. Bu özelliklerle ilgili sorunlar yaşanıyor ve uyum güçlüğü yaşanmaya başlanmışsa ruh sağlığı alanında uzmanlığını yapmış psikolojik danışman, psikolog ya da psikiyatristlerden destek alınması önemli ve gereklidir. Bu, yaşanan güçlüğü aşma ve/veya kabul etme açısından destek olacağı gibi kendinizi tanımanızı ve anlamanızı da sağlayacaktır. Bunun yanında topluma, yaşantınıza yani hayatın getirdiklerine uyum sağlamanızı kolaylaştıracaktır.

Ruh Sağlığı Derneği olarak gerçekleştirdiğiniz güncel çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

Ocak ayından itibaren Covid-19 meselesini sıkı takipteyiz. Üç çalışmamız uluslararası bilimsel yayınlarda yerini aldı, dört tanesi ise onay aşamasında. Bu alanda çalışan araştırmacılar için literatür henüz pek geniş değil. Konuyla ilgili kendi bilimsel yayınlarımızı derneğimizin internet sitesine yükledik. Bunun dışında online seanslara başladık ve karantina döneminde vaka analizi videolarımızı ücretsiz olarak takipçilerimize açtık. Yine sosyal medyadan sayısız seminerler gerçekleştirdik. Bu çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Pandemiden en çok etkilenen gruplardan biri de çocuklar oldu. Bu sebeple, çocukları evde destekleyebilecek örnek aktiviteler paylaştık. Bu etkinliklerden yola çıkarak 65 yaş üzeri için de yazılar hazırladık. Normalleşme süreciyle yüz yüze eğitimlerimiz başladı fakat online eğitimlere de devam ediyoruz. 10 Ekim Ruh Sağlığı Günü kapsamında derneğimizin meslektaşlarımız için hazırladıkları programlar ve çekilişler olacak. Buradan da tüm meslektaşlarımızın 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü’nü kutluyoruz.

Pandemi süreci yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik durum fark etmeksizin herkesi etkiledi. Bu dönemde bazı araştırmalar gerçekleştirdiniz. Bu araştırmalara göre insanların ruh sağlığının nasıl etkilendiğini değerlendirebilir misiniz?

Salgın hastalıklarla mücadelede, tıbbi müdahaleler kadar psikolojik ve sosyolojik dokunuşlar da önemlidir. Hastalık herkese bulaşmayacak olsa da korkusu maalesef herkese psikolojik olarak bulaştı. Ümitsizlik, karamsarlık, yaşam sevincinin kaybı benzeri şekillerde bulaşan bu psikolojik enfeksiyon, tedavi bulunsa bile travma olarak ruhumuzdaki hasarıyla devam edecek. 18 yaş altı ve 65 yaş üzeri kişilerin karantina durumunu yaşaması ekstra kaygı ve korku yaratsa da tüm insanların pandemiden etkilendiği; virüs salgını sürecinin belirsizliği yüksek oranda kaygıya sebep olduğu gözlemlendi. Bununla birlikte, zaman için psikolojik sağlamlığı yüksek olan kişilerin uyum sağlama konusunda daha az zorlandığı görüldü. Ayrıca, fiziksel mesafe kavramının sosyal mesafe olarak ifade edilmesi, bunun insanlardan uzak durmak ya da sosyalleşme yasağı gibi algılanmasına sebep oldu.

Salgınla birlikte terapiler de çevrimiçi olarak gerçekleşmeye başladı. Bu terapilerle ilgili danışanların kaygıları oldu mu?

Evet, pandemi her alanı etkilediği gibi ruh sağlığı çalışanlarını da etkiledi. Seanslarımızı online olarak gerçekleştirmeye başladık. Fakat oyun terapisinin doğası gereği yüz yüze olması ve çocukla bire bir etkileşim gerektirmesi sebebiyle birkaç ay ara vermek zorunda kaldığımız çocuk danışanlarımız oldu. Normalleşme süreciyle, oyun terapisine yeniden başladık fakat pandemide karantina sürecinde aileler aracılığıyla destek olmakla yetinmek durumunda kaldık.

Yetişkinlerle yaptığımız seansları online olarak gerçekleştirmeye başladık. Hâlâ online devam etmek isteyen danışanlarımız var; çünkü İstanbul trafiği nedeniyle online seanslar daha pratik bulunmaya başlandı. Her ne kadar zorunlu bir süreç olduğundan olumsuz bir deneyim olarak algılansa da seansların evinin konforunda oluşu bazı danışanlarımız için keyif veren bir duruma dönüştü. Bu nedenle, danışanlarımızın talepleri doğrultusunda online seans alternatifini kullanmaya devam ediyoruz.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar