Regl konusunu “Konuşmamız Gerek”

Regl konusunu “Konuşmamız Gerek”

Türkiye’de birçok bölgeye giderek regl dönemiyle ilgili eğitimler vermeyi ve regl döneminde ihtiyaçlarını karşılayamayan kadınlara yardım etmeyi amaçlayan sosyal girişim Konuşmamız Gerek’in Kurucu ve Yönetici Ortakları İlayda Eskitaşçıoğlu ve Bahar Aldanmaz, 6 Ağustos’ta Radyo Gedik’te yayımlanan İyilik Elçileri’nin konuğu oldu. Eskitaşçıoğlu ve Aldanmaz; regl tabusu ve yoksulluğu konusunda yaptıkları çalışmalar, hijyenik ped reklamlarındaki yaratılan tek tip kadın sembolü ve hijyenik ped benzeri ürünlerin yüzde 18 oranında vergilendirilmesi hakkında konuştu.

Konuşmamız Gerek sosyal girişiminin hikayesi, 2011’deki Van depremi sonrası yardım kolilerine kimsenin aklına hijyenik ped ya da tampon koymanın gelmemesi ve TDK’nın kirli kelimesine “ay başında bulunan kadın” tanımını eklemesi konularının İlayda Eskitaşçıoğlu’nun kafasında birleşmesiyle başlıyor. Regl yoksulluğu ve regl tabusu üzerine araştırma yapmaya başlayan Eskitaşçıoğlu, sosyoekonomik olarak dezavantajlı bölgelerde yaşayan kadınlar ve kız çocukları için harekete geçiyor. Araştırmaları sırasında bu çalışmalara rastlayan Bahar Aldanmaz, sosyal medya üzerinden İlayda Eskitaşçıoğlu’yla iletişime geçiyor. Daha sonra ikili bir araya gelerek Adana’daki tarım çalışanlarıyla bir saha çalışması gerçekleştiriyor.

“Regl olmayı ne kadar konuşursak, tabu da o kadar azalacak”

Regl olmanın çok konuşulmadığını belirten Bahar Aldanmaz, “Regl konusu; her zaman regl olan kişinin kendi başına çözmesi beklenen, ilk başta yakınında güvendiği kadından öğrenip ev içinde ve tuvalette çözülen bir eğitim. Kimse gerçekten bunun nasıl bir deneyim olduğunu konuşmuyor. Çünkü regl hala bir tabu. Regl olmayı ne kadar konuşursak, bunu ne kadar doğal, olduğu gibi bir hale getirebilirsek regl yoksulluğu da etrafındaki tabu da o kadar azalacak. Kısıtlanmış ve konuşulmayan her konu nasıl çözüme ulaşmıyorsa, regl için de bu geçerli” diyerek regl yoksulluğu ve tabusuna değindi.

“Regl olan kişiler bunu çok travmatik bir şekilde deneyimliyorlar”

Regl konusunu konuşmanın kısır döngüyü kırmakla ilgili olduğunu ifade eden İlayda Eskitaşçıoğlu, “Regl olan kişiler bunu çok travmatik bir şekilde deneyimliyorlar. Genelde etraflarından bu konuda yeterli bilgiyi öğrenemiyorlar. Daha sonra yetişen yeni nesilde de bu bilgi aktarımı olmuyor. Böylece bu bir döngü haline geliyor. Konuşmamız Gerek de bu konuşulamayan hisleri ortadan kaldırmaya yöneliyor. Çünkü tabular konuşularak çözülür. Ancak bunun yanında regl yoksulluğu ciddi bir yoksulluk problemi. İçinde vergi adaletsizliği, sürdürülebilir kalkınma, ekstrem yoksulluk gibi konuları da barındırıyor. Regl, cinselliğe yani “ayıp” konulara çekildiği için bu konuda da konuşamıyoruz. Bu nedenle, kadınlar yoksulluk döngüsünün içerisinde yaşamaya devam ediyor. Konuşarak bunu kırabilmeyi umuyoruz” dedi.

“Regl olmak bir hastalık değil”

Regl konusuyla ilgili yanlış ifadelere de değinen Eskitaşçıoğlu, “‘Hasta oldum’ ifadesi çok kullanılıyor. Ancak, regl olmak bir hastalık değil. Regl olmak, bireyin vücudunun sağlıklı çalıştığının bir göstergesi. Hasta olmak buna çok negatif ve yanlış bir anlam yüklüyor. Duyduğumuz başka yanlış ifadeler de var: Ayşe tatile çıktı, halam geldi, aşağı mahallede kavga var…” şeklinde konuştu. Aldanmaz ise bu konuda şu eklemeleri yaptı: “Cinsel organa vajina demekten, vajinayla ilgili herhangi bir konuda konuşmaktan hala ülkece çekiniyoruz. Amacımız biraz da bilerek vajinayı, regl olmayı kullanmak. Bu sosyal değişime giden bir yol. Çünkü değişim dilde başlıyor. Bunları kırmak için konuşmamız gerekiyor.”

Peki, sosyal girişim olan Konuşmamız Gerek neler yapıyor?

Bugüne kadar yedi büyük saha projesi gerçekleştirdiklerini belirten Eskitaşçıoğlu, “Toplamda 5 bin 600 kadar kız çocuğuna ve genç kadına ulaştık. Büyükşehirlerde genellikle sosyoekonomik olarak dezavantajlı gruplarla, kırsalda da köy okulları ve mevsimlik tarım işçilerinin yaşadıkları bölgelerde çalıştık. Gittiğimiz yerlerde kadınları ve kız çocuklarını bir araya toplayarak eğitimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Ped kullanımı ve kişisel hijyen hakkında bilgiler veriyor; bir eğitim dönemi ya da bir hasat mevsimi yetebilecek kadar hijyenik ped temin ediyoruz. Hedef kitlemiz genç kadınlar ve kız çocukları olsa da bazen anneleri ve biraz daha yaşlı, biraz daha deneyimli kadınlar da geliyor. Bazen regl konusuyla sınırlı kalmayıp menopoz, meme kanseri gibi yine sağlıkla ilgili meselelerde bilgi aktarımı yapıyoruz. Bu arada, karşılaştığımız herkes Türkçe bilmiyor. Bu durumlarda Kürtçe ve Arapça tercümanlarla birlikte çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Yaptıkları saha çalışmalarından bahseden Aldanmaz, “Pedi nereden, nasıl satın alacağı, satın alınca onu nasıl kullanacağı, ne kadar sıklıkla değiştirmesi gerektiği ve daha sonra onu çöpe nasıl atması gerektiğine kadar anlatmaya çalışıyoruz. Bunun yanı sıra, bunun saklanması gereken bir şey olmadığını öğrenmesini istiyoruz. 5’inci, 6’ıncı ve 7’nci sınıf öğrencilerine regl olmadan bunu anlattığımız zaman, o ilk travmayı yaşamadan önleyici bir yöntem oluşturmuş oluyoruz. Regl olmadan elinde bir kutu pedi oluyor, nasıl takması gerektiğini biliyor. Bunlar, bireyin vücudunu kabul etmesi, vücudunu tanıması, kendine ait olduğunu ve bunun sağlıklı olduğunu bilmesi için önemli. Ayrıca daha sonrasında cinsel sağlık ve cinsellik deneyimlerini de etkiliyor” dedi.

“Ped reklamlarında kapitalist sistemi sürdüren bir kadın rolü görüyoruz”

Ped reklamlarındaki tek tip kadın sembolünü eleştiren Aldanmaz, “Reklamların hepsi, görmeyi ve hissetmeyi istediğimiz kadını temsil ediyor. Ama bunu yaparken yüzde 50-60 oranda kadını dışarıda bırakıyor ve dışlıyor. Kapitalist sistemi sürdüren bir kadın rolü görüyoruz. Tek bir görünüş, sosyoekonomik statü, cinsel yönelim. Hiçbirimiz aynı değiliz. Hepimizin regl olma deneyimi de birbirinden farklı. O yüzden tek tip kadın sembolü olmamalı” ifadelerini kullandı.

“Hijyenik ped ve tampon gibi ürünler temel ihtiyaç”

Hijyenik ped ve tampon gibi ürünlerin lüks olarak vergilendirilmesi konusunu eleştiren Eskitaşçıoğlu ise “Regl olan bireylerin, regl dönemlerinde belirli ürünlere ihtiyaçları var. Bu, elzem bir ihtiyaç. Türkiye’de temel ihtiyaç ürünleri yüzde beş civarında vergilendirilirken, hijyenik ped gibi mutlaka kullanılması gereken ürünlerin yüzde 18’le vergilendirilmesi cinsiyet temelli bir ayrımcılık teşkil ediyor. 2000’li yıllarında başında Kenya ve Hindistan, hijyenik ped ve tampon gibi ürünlerden vergilerin tamamen kaldırılması için bir hareket başlattı. Ardından 2007 yılında Avrupa Birliği, hijyenik ped ve benzeri ürünlerin vergisinin yüzde beşe indirilmesi iznini verdi. Avrupa ülkeleri, bu ürünlere uyguladıkları vergileri düşürmeye başladı. Kanada ve Malezya, bu sene vergileri tamamen kaldırdı. Yani bütün dünyada hijyenik ped ve tampon gibi ürünlerin temel ihtiyaç olduğu, vergilerinin düşürülmesi ya da tamamen kaldırılması gerektiği fikri giderek yaygınlaşıyor. Bu konuda Türkiye’de bir yıl önce bir kanun teklifi yapıldı. Ancak, henüz bir gelişme yok. İşin garibi, erkeklerin kullandığı cinsel gücü arttırıcı ilaçlar ve bazı bakım ürünleri yüzde sekizle vergilendiriliyor. Burada, cinsiyet temelli bir ayrımcılık söz konusu” şeklinde konuştu.

“Daha iyi bir dünyayı birlikte yaratmak dileğiyle” sloganıyla Serpil Güzel Ün’ün gönüllü olarak hazırlayıp sunduğu Radyo Gedik “İyilik Elçileri” programının; Konuşmamız Gerek ile gerçekleşen yayınının podcastine aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar