Otizm farkındalığı ve görünürlüğü yıllar içinde artmış olsa da, bu durum otizmli bireylerin günlük hayatta karşılaştığı gerçek dünya sorunlarına nasıl yansıyor ve onların hayatında bir fark yaratıyor mu? Otsimo’nun Otizmin Farkındalığı ve Toplum Raporuna göre günümüzde otizmli bireylere olan farkındalık oranında artış var ancak otizmlilerin hayatında büyük bir etkiye rastlanmıyor. Türkiye’de Çukur, yurtdışında The Good
Otizm farkındalığı ve görünürlüğü yıllar içinde artmış olsa da, bu durum otizmli bireylerin günlük hayatta karşılaştığı gerçek dünya sorunlarına nasıl yansıyor ve onların hayatında bir fark yaratıyor mu?
Otsimo’nun Otizmin Farkındalığı ve Toplum Raporuna göre günümüzde otizmli bireylere olan farkındalık oranında artış var ancak otizmlilerin hayatında büyük bir etkiye rastlanmıyor.
Türkiye’de Çukur, yurtdışında The Good Doctor, Susam Sokağı ve Parenthood gibi televizyon dizileri sayesinde otizmli bireylerin medyadaki görünürlükleri arttıkça, insanlarda otizme dair hem farkındalık hem de anlayışları gelişiyor. ABD’de yapılan araştırmaya katılan 1202 kişinin yüzde 50’si popüler kültürde otizmli bireylerin daha fazla temsil edilmesini istiyor. Popüler kültürdeki otizmli bireylerin, toplumun bu durumlara uyum sağlaması konusunda büyük rol oynadığı düşünülüyor.
Peki otizmli bireylerin popüler kültürdeki tasvirleri insanların algılarını nasıl değiştiriyor? Araştırmaya katılanların yüzde 55’i okullar, iş yerleri, mağazalar da dahil olmak üzere tüm toplumun otizmli bireylere daha uyumlu olması gerektiğini düşünürken; yüzde 46’sı otizmli bireylere karşı daha anlayışlı hissettiğini ve yüzde 43’ü tedavi yöntemlerine erişimin ücretsiz olması gerektiğini söylüyor. Bu bulgulara rağmen katılımcıların yalnızca yüzde 31’i popüler kültür betimlemelerinin otizmli bireylerin gündelik hayatlarını doğru bir şekilde tasvir ettiğini belirtiyor. Bu da otizmli bireylerin medya ve gerçek hayattaki temsillerinin doğru aktarılması konusunda çalışmalar yapılması gerektiğini gösteriyor.
Otizmli bir çocuk yetiştirme konusunda en sık rastlanan endişeler
Araştırmada, kişilere otizmli bir çocuk sahibi olmaları durumunda ne tür endişeleri olacağı sorulduğunda ise cevaplayanların yüzde 76’sı çocuklarının zorbalığa maruz kalacağından endişeli olduğunu söylüyor. Yüzde 75’i ise çocuğunun sosyal hayatı konusunda endişeli olduğunu belirtirken, yüzde 66’sı çocuğunun büyürken sahip olamayacağı fırsatlar konusunda, yüzde 49’u otizmli bir çocuk yetiştirmenin getireceği finansal yük nedeniyle endişeli olduğunu ifade ediyor. Yüzde 41’i ise otizmli bir çocuk yetiştirmeleri halinde hayal kırıklığı yaşayacağını ve yüzde 40’ı otizmli bir çocuk yetiştirme konusunda kendilerini hazır hissetmediklerini belirtiyor.
Yaşlılar Y jenerasyonuna göre daha fazla endişeli
Otizmli bir çocuk yetiştirme konusunda soru yöneltildiğinde 55 yaş ve üstü kişilerin Y jenerasyonuna kıyasla daha fazla endişeli olduğunu görülüyor. Bu durum, farkındalığın jenerasyonlar arasında zaman içerisinde pozitif bir kayma yaşadığını gösteriyor. Bu farkındalık düzeyindeki artış, otizmin günümüz medyasındaki temsiliyetinde görülen artışa veya yıllar önce olmayan ancak eğitime erişim sıkıntısını azaltan yeni teknolojiler hakkındaki bilincin artmasına bağlanabilir.“Finansal yük” konusunda Y jenerasyonunun yüzde 38’i endişeliyken 55+ yaş jenerasyonunun yüzde 57’si, “Sahip olunamayacak fırsatlar” konusunda Y jenerasyonun yüzde 60’ı endişeliyken 55+ yaş jenerasyonunun yüzde 71’i, “sosyal yaşam” konusunda Y jenerasyonun yüzde 67’si endişeliyken 55+ yaş jenerasyonunun yüzde 81’i, “çocuğun karşılaşabileceği zorbalık” konusunda Y jenerasyonun yüzde 70’i endişeliyken 55+ yaş jenerasyonunun yüzde 80’i ve “hayal kırıklığı” konusunda Y jenerasyonun yüzde 34’ü endişeliyken 55+ yaş jenerasyonunun yüzde 47’si endişeli olduğu görülüyor.
Otizmli bireylerle etkileşim
Günümüzde otizme dair farkındalık ve kabul edilirlik düzeyleri dünya çapında hiç olmadığı kadar yüksek. Peki bu gündelik hayatta otizmli bireylerle olan etkileşimlere nasıl yansıyor?Hizmet sektörü çalışanlarıyla (BT teknisyeni, tesisatçı vb.) olan iş ilişkileri sorulduğunda; yüzde 27’si bu kişiye güveneceğini belirtirken, yüzde 31’i otizm spektrum bozukluğu teşhisi konan bir hizmet sektörü çalışanıyla olan işleri sırasında kendilerini rahat hissedebileceğini belirtiyor.
Saygın bir mesleği olan bir kişiyle (doktor, avukat vb.) kurulan iş ilişkileri sorulduğunda ise yüzde 24’ü bu kişiye güveneceğini belirtirken, yüzde 29’u otizm spektrum bozukluğu teşhisi konan kalifiye bir profesyonelle olan işleri sırasında kendilerini rahat hissedebileceğini ve yüzde 47’si otizm spektrum tanısı konulduğunu öğrenmeleri durumunda bu yüksek düzeyde kalifiye profesyonelle olan işlerini devam ettireceğini belirtiyor.