Okullar açılırken nelere dikkat etmek gerekiyor?

Okullar açılırken nelere dikkat etmek gerekiyor?

YÖRET Vakfı’nın çarşamba günleri gerçekleştirdiği Online Merak Ediyordum Öğrendim Dizisi’nin yeni dönemi “Aileler, Öğretmenler ve Psikolojik Danışmanlar için Okula Başlama Sürecinde Çocuk ve Ailenin İzlenimi” söyleşisiyle başladı. 2 Eylül’de gerçekleşen söyleşide, Çocuk Gelişimi ve Aile Sağlığı Uzmanı Birgül Bayoğlu ve Çocuk Gelişimi ve Özel Eğitim/İşitme Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Şenay Eseroğlu salgın döneminde okulların açılmasıyla ailelerin dikkat etmesi gereken noktaları paylaştı.

Bakanlığın 21 Eylül’de okulların açılacağını bildirmesinin ardından ebeveynlerin kaygılı olduğunu dile getiren Çocuk Gelişimi ve Aile Sağlığı Uzmanı Birgül Bayoğlu, “Önümüzdeki süreç net değil. Aileler sadece eğitim konusunda değil çocuklarının sağlıkları konusunda da endişeliler. Dolayısıyla kafası karışmış, ne yapacağına karar veremeyen aileler var. Bir taraftan çocuklarını korumak isterken bir taraftan da çocuklarının eğitimlerinin aksamasını istemiyorlar. Öğretmenler de çok zor durumda. Hem bakanlıktan bildiriler geliyor hem de okul içinde düzenlemeler oluyor” diyerek güncel durumu açıkladı.

“Çocuklarla iletişimde odak salgın olmamalı”

Çocukların bu süreçte yetişkinlerin kaygı dolu cümlelerinden etkilendiğini belirten Çocuk Gelişimi ve Özel Eğitim/İşitme Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Şenay Eseroğlu, “Çocuklar ‘Okula nasıl gideceğim? Pandemi var’ benzeri sözlerle yetişkinlerin cümlelerini ifade ediyor. Bu sebeple, odak noktayı pandemiden çekmek, çocuklarla iletişimde bu konuyu gündemde tutmamak gerekiyor. Çocuklara salgının bittiğini söyleyemeyiz fakat doğru cümleler kurmak çok önemli. Her aile için çocuğun okula başlaması heyecan vericidir. Ana duygumuz bu heyecan olmalı. Öte yandan, aileler salgın konusunda endişeli olabilir. Ancak, hijyen ve temizlik konusundaki uyarılar ‘Her zaman ellerimizi yıkamalıyız’ gibi doğal cümlelerle ifade edilmeli” önerilerinde bulundu.

“Çocuğun hemen uyum sağlanması beklenmemeli”

Okula başlamanın sadece çocuk için değil, ebeveynler için de zorlayıcı bir deneyim olduğunun altını çizen Bayoğlu, “Anne-babalarda ilkokula başlayan çocuğun birdenbire çok büyüdüğü ve okuldaki tüm sorumlulukları yüklenebileceği gibi yanlış bir algı oluşuyor. Aslında çocuk, oyun odaklı bir eğitim modülünden birdenbire düzenli oturulması gereken, didaktik bir sisteme geçiş yapıyor. Çocuğun bu duruma hemen uyum sağlamasını beklemek haksızlık” ifadelerini kullandı. Ailelerin ilkokula başlayan çocuklardan büyük beklentileri olduğuna katılan Eseroğlu da “Çocuklar tüm gerekenleri koordine ederken dikkat süreleri kısalıyor ve sıkılıyor. Öğretmenlerin bu durumda çocuğun olumsuz duygusunu ifade etmesine izin vermesi gerekiyor. Önemli olan çocuğun kendini ifade etmesi konusunda cesaretlendirmek. Ailelerin de çocuklar okuldan geldiğinde çocuğa ‘Öğretmeni dinledin mi?’ gibi sorular yerine ‘Bugün ne öğrendin’ diye sormaları lazım. O zaman çocuk öğrendiği şeyleri düşünüp aktarmaya başlayabilir. Bu da öğrenip öğrenmediğini sorgulamasına kadar gider” dedi.

“Ebeveynlerin ana hedefi çocuğu motive etmek”

Öğretmenlerin geri bildirimleri konusunda ebeveynlerin davranışlarına dikkat çeken Bayoğlu, “Öğretmenler ve ebeveynler arasındaki ikili işbirliği son derece önemli çünkü okul ebeveynlerle desteklenen bir eğitim. Ancak, öğretmenlerden çocuğu desteklemeye yönelik gelen her türlü eleştiri, anne-babalar tarafından çok büyük bir sorun olarak eve taşınıyor. Öyle ki, bu evde çatışmalı bir ilişkiye sebep oluyor. Anne-baba çocuk ilişkisi o kadar bozuluyor ki okul fobisi bir yana ebeveyn-çocuk etkileşimi de bozulduğu için davranış sorunları ortaya çıkıyor ve çocuğun eğitim hayatı olumsuz etkileniyor. Ebeveynlerin çocukla iletişimi doğru tutarak çocuklarını nasıl destekleyebileceklerini düşünmeleri lazım. Öğretmenin görevini anne-baba üstlenmeye başladığında ilişki bozuluyor. Ebeveynlerin ana hedefi çocuğu motive etmek olmalı” şeklinde konuştu.

“Bir çocuk 20 dakikadan fazla bilgisayar başında oturmamalı”

 Ailelerin öğretmenlerin programını takip edebileceğini ve okulda yapılan çalışmaları tekrar edebileceğini ifade eden Eseroğlu’nun ardından Bayoğlu da “İlkokul çağındaki bir çocuk 20 dakikadan fazla bilgisayar başında oturmamalı. Ders yapılan alanın mutlaka ortak alanda olması gerekiyor. Arada anne-babaların çocuğa hareket etmesini hatırlatması ya da ara ara çocuğun sadece dinleyerek derse katılımını sağlaması da önemli” diyerek salgın döneminde dikkat edilmesi gereken noktalar değindi.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar