Trump yönetimi, iklim değişikliğiyle ilgili 100’ün üzerinde araştırma projesine Ulusal Bilim Vakfı (NSF) tarafından sağlanan hibeleri sonlandırdı. Bu karar, küresel ısınmanın artan risklerini inceleyen bilim insanları ve kurumlara yönelik federal desteğin kademeli olarak budandığı daha geniş çaplı bir stratejinin parçası olarak görülüyor. İptal edilen desteklerin çoğunun, daha önce onaylanmış ve halihazırda başlamış projelere ait olduğu
Trump yönetimi, iklim değişikliğiyle ilgili 100’ün üzerinde araştırma projesine Ulusal Bilim Vakfı (NSF) tarafından sağlanan hibeleri sonlandırdı. Bu karar, küresel ısınmanın artan risklerini inceleyen bilim insanları ve kurumlara yönelik federal desteğin kademeli olarak budandığı daha geniş çaplı bir stratejinin parçası olarak görülüyor.
İptal edilen desteklerin çoğunun, daha önce onaylanmış ve halihazırda başlamış projelere ait olduğu belirtiliyor. Kararın, toplamda on milyonlarca dolarlık bir fonu kesintiye uğratması bekleniyor.
İklim bilimi ve temiz enerji Ar-Ge’sine darbe
Trump yönetiminin iptal kararı, yalnızca araştırma kurumlarını ve laboratuvarları değil, iklim krizine çözüm arayan toplulukları da hedef aldı. Kesintiye uğrayan projeler arasında, temiz yakıt geliştirmeyi amaçlayan teknolojik araştırmalar, metan salımlarını izlemeye yönelik ölçüm çalışmaları, aşırı sıcaklar ve deniz seviyesindeki yükselmenin toplumsal eşitsizlikleri nasıl derinleştirdiğini inceleyen sosyal bilim projeleri ile yerel halkı sürdürülebilir enerjiye geçişte desteklemeyi hedefleyen girişimler yer alıyor.
Bu projelerin son durumu, federal araştırma fonlarındaki kesintileri takip eden gönüllü girişim GreenWatch ile Ulusal Bilim Vakfı’nın (NSF) yayımladığı iptal listesi üzerinden MIT Technology Review tarafından derlendi.
ABD’de üniversite araştırmalarının en büyük finansörlerinden biri olan Ulusal Bilim Vakfı’nın (NSF) bu kararı, iklim bilimi ve temiz enerji teknolojilerinin geliştirilmesi açısından ciddi bir gerileme anlamına geliyor.
Söz konusu iptaller, Beyaz Saray’ın daha geniş kapsamlı bilim karşıtı politikasının yalnızca bir parçası. Trump yönetimi, üniversitelere aktarılan araştırma fonlarını ve gelir kaynaklarını kesmeye, kurumların vergi yükünü ciddi biçimde artırmaya çalışıyor. Bununla da yetinmeyen yönetim, federal araştırma kurumlarının bütçelerini ve personel sayısını azaltmaya, iklim değişikliğinin fiziksel ve ekonomik etkilerini değerlendirmeye yönelik çalışmaları durdurmaya ve onlarca yıldır atmosferdeki sera gazı seviyelerini izleyen laboratuvarları kapatmaya yönelik adımlar atıyor.
Trump yönetimi yetkilileri, kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik (DEI) ilkelerinin Amerikan bilimini zehirlediğini savunuyor. Bu yaklaşımların bazı grupları diğerlerine göre kayırdığına ve bunun da halkınbilim insanlarına duyduğu güveni zedelediğine inanıyor.
Pek çok kişi, yönetimin amacının üniversite sisteminin gücünü zayıflatmak ve kendi politikalarına ters düşen araştırma sonuçlarının ortaya çıkmasını engellemek olduğunu düşünüyor.
GrantWatch, rOpenSci, Harvard ve diğer kurumlarda görev yapan araştırmacıların bir araya gelerek, Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) ve Ulusal Bilim Vakfı (NSF) tarafından verilen hibelerin iptallerini takip etmek için oluşturduğu bir girişim. Bu sistem, hem bilim insanlarının gönüllü bildirimlerine hem de kamuya açık devlet verilerine dayanıyor.
GrantWatch veri tabanında “iklim değişikliği,” “temiz enerji,” “iklim uyumu,” “çevresel adalet” ve “iklim adaleti” terimleriyle yapılan aramada, Ulusal Bilim Vakfı’nın (NSF) toplamda 100 milyon dolardan fazla destek alması planlanan 118 projeyi iptal ettiği ortaya çıktı.
Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) projeleri arasında “iklim değişikliği” terimiyle yapılan aramada ise iptal edilen 22 araştırma tespit edildi; bu projelere ödenmesi gereken toplamda yaklaşık 50 milyon dolar hibe bulunuyordu. Söz konusu çalışmaların çoğu, iklim değişikliği ve aşırı hava olaylarının zihinsel ve fiziksel sağlık üzerindeki etkilerini araştırıyordu.
Ulusal Bilim Vakfı (NSF) kısa süre önce kendi iptal edilen projeler listesini yayımladı. Bu liste, büyük ölçüde GrantWatch’un bulgularıyla örtüşüyor ve bu haberde adı geçen spesifik iptalleri doğruluyor.
Kaynak: