“Kendin yap”, ileri dönüştür

“Kendin yap”, ileri dönüştür

Türkiye’de ileri dönüşüm bilinci oluşmasını sağlamaya yardımcı olacak çalışmalar yürüten Upcycle Turkey’nin Kurucusu Derya Yenilmez’le ileri dönüşümü, düzenledikleri workshopları, “Kendin Yap” mesajlarını ve COVID-19 salgınının ileri dönüşüm kültürüne etkilerini konuştuk.

Upcycle Turkey fikri nasıl bir ihtiyaçtan ortaya çıktı?

Türkiye’de ileri dönüşümle ilgili çalışmalar yapan sanatçı, girişimci veya gönüllü birçok insan var. Bu insanların hikayelerinin herkes için çok ilham verici olduğuna inanıyoruz. Bu kişilerin hem birbirleriyle hem de diğer insanlarla daha çok etkileşime girebileceği bir alan yaratmak istedik. Aynı zamanda da ileri dönüşümle ilgili herkesin daha çok bilgi ve fikir sahibi olabileceği, çeşitli “kendin yap” içeriklerini görüp deneyebilecekleri, sergi gibi etkinliklerin haberlerine ulaşabilecekleri bir internet sitesi oluşturduk. Bunların yanı sıra, atölye çalışmalarıyla gruplara çeşitli ileri dönüşüm yöntemlerini deneyimlemede yardımcı oluyoruz.  Daha çok insanın ileri dönüşüm hakkında bilgi sahibi olması, bu konudaki gelişmelerden haberdar olması ve kendilerinin bunu ev ortamında deneyimleyerek daha az atıklı bir yaşam için kalıcı alışkanlıklar oluşturabilmelerini hedefliyoruz.

İleri dönüşüm ve geri dönüşüm çok karıştırılan kavramlar. İkisi arasındaki farklar nedir?

Geri dönüşüm yapılırken atıklar ayrıştırıldıktan sonra yeniden hammadde olarak kullanılmak üzere ilgili tesislerde işlem görürler. İleri dönüşümde ise bu süreç yerine, atığı olduğu yerde daha basit fiziksel değişikliklerle yeni bir amaç için kullanmak üzere bir tasarım yapılır. Geri dönüşüm daha endüstriyel bir işlemken, ileri dönüşüm daha bireysel ve yaratıcıdır. 

Çeşitli workshoplar düzenliyorsunuz. Bunlar nerelerde gerçekleşiyor, kimler katılabiliyor?

Vaktimiz ve kaynağımız elverdiği ölçüde dışarıdan katılıma açık olan organizasyonlarda gönüllü workshoplar düzenliyoruz. Çevre festivalleri, tohum takas şenlikleri gibi ekolojiyle ilgili çeşitli geniş kapsamlı etkinliklerin içerisinde yer alıyoruz. Bazı katılımcılar etkinlikten haberdar olarak geliyor, bazıları ise workshop alanının yanından geçerken hareketlilik dikkatini çektiği için ayaküstü katılıyor. Spontane şekilde katılan “geçerken uğrayanlar” genelde en yaratıcı ürünleri ortaya çıkarıyor. Aynı zamanda, gönüllü veya davetli olarak ilkokuldan üniversite seviyesine okullarda öğrencilerle buluşuyoruz. Yaş grubuna uygun alet ve malzeme kullanımı sağlayacak konular belirliyoruz. Kurumsal firmaların da çalışanları için belli konseptlerde workshop talepleri olabiliyor. Onlarla da iş gündeminden uzaklaşıp hem sürdürülebilir bir gelecek için bireysel olarak yapabileceklerimiz konusunda sohbet ediyor hem de o günkü ileri dönüşüm projelerini gerçekleştiriyoruz.

“Kendin yap” diyerek insanların eşyalarını ileri dönüştürmesini hedefliyorsunuz. İnsanlar en çok neleri kendileri yapmayı tercih ediyor?

Ülke olarak çiçek yetiştirmeyi çok seviyoruz. Evlerde kullanılmayan atıkları en sık dönüştürdüğümüz eşya saksı oluyor. İçinde sardunyalar olan yağ tenekeleri, yoğurt kapları çok alışılagelmiş kullanımlar. Çocuklu evlerde ise internetin de etkisiyle atıklardan birçok oyuncak türetiliyor. Son yıllarda okulların da bu konuda çok güzel yönlendirmeleri oluyor.

Tabii amaç, evde ileri dönüşüm yapmak uğruna gidip dışarıdan onlarca plastik bardak gibi ürünler almak olmamalı. Her zaman kendimize elimizin altındaki atığı, ihtiyaç duyduğumuz başka bir kullanım amacına yönelik nasıl değerlendirebileceğimizi sormalıyız. Bu soru zaten zamanla, bir ürün satın alırken de onu veya ambalajını yeniden kullanabilir miyiz diye sormayı, aldıklarımıza bu gözle bakıp yeniden değerlendirmeyi getirecektir. Bu yolla, daha az atık üreten bir düşünce yapısını desteklemeliyiz.

COVID-19 salgınıyla evde kalınan bu dönemlerde insanların ileri dönüşüm konusundaki tutumlarında bir artış oldu mu?

Mutlaka artış oldu. Salgında evde geçen uzun vakitler, çeşitli projeleri denemek isteyip vakit bulamayanlar için bir fırsat oldu. Çocuklu evlerde ise daha çok çocukların keyifli vakit geçirmesini sağlayacak yeni oyun ve oyuncaklar türetildi. Evde kaldıkça evin dekorasyonu yeniden gözden geçirildi, el emeği birtakım güzellikler eklendi. Yeme içme konusunda da gıdayı daha iyi değerlendirmeyi öğrendik çünkü pazara ya da markete gitmek ve temin edilen gıdayı dezenfekte etmek gibi ilave işlemler girdi hayatımıza. Birçok evde ilk defa ekmek pişirildi, artan veya bayatlayacak olan ekmekler ziyan edilmedi, dönüştürülüp tüketildi. Bu gibi davranışların bu sürecin sonrasında da birçok evde devam edeceğini düşünüyor ve umuyoruz. İnsanlar bunun o kadar da zor olmadığını gördü ve bunları yapmaktan keyif aldılar.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar