Kekeme bir iletişimciden Türkiye’de bir ilk: Kekele TV

Kekeme bir iletişimciden Türkiye’de bir ilk: Kekele TV

Seda Fırın, kendi deyimiyle tam 26 yıldır profesyonel olarak kekeleyen bir birey. Kekeme bireylerin iletişimci olamayacağı algısını yerle bir ederek Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olan Seda, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Kekele TV’yi 6 kişilik bir ekiple hayata geçirdi. Yakın bir süre önce, ülkemizde kekemeliği olan bireylerin “olmayan çalışma hakkını” savundukları proje, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı fikirfeza gençlik hackathonunun birincisi oldu.

Herkese ilham verecek hikayen nasıl başladı?

Konuşma bozukluğu yaşadığım halde çocukken televizyonda gördüğüm bir spikerin etkisinde kalarak, “belki iletişim okursam bende böyle akıcı konuşabilirim, konuşmam düzelir” düşüncesiyle henüz o yaşlarda iletişim okumaya karar verdim. Ama kolay olmadı. Kolay olmayan kısmı, tercih döneminde ailemin ve arkadaşlarımın “senin kekemeliğin var, gidersen üzülürsün, yorulursun, seni incitirler” demeleriydi.Açıkçası ikinci üniversitemin üçüncü sınıfına kadar hiç böyle bir durumla karşılaşmamıştım. Kimse incitmemişti beni. Yine kekemeliğin ağır seyrettiği bir gün, fakültenin bahçesinde bir arkadaşımla sohbet ederken, tanımadığım bir arkadaş bendeki takılmaları fark edip “senin bu konuşmayla bu fakültede ne işin var” dedi. İşte Kekele TV’nin temeli de o zaman, ben üçüncü sınıftayken atıldı.

Bir cümle Türkiye’de bir ilki başarmanı sağladı yani. Peki ilk iş ne yaptın?

O gün Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Medya Merkezi bünyesinde hemen bir ekip kurduk. 2019 yılında 22 Ekim Dünya Kekemelik Farkındalık Günü’nde Dr. Öğretim Üyesi Kaan Gez koordinatörlüğünde Kekele TV YouTube üzerinden yayın başladı.Sonrasında bu kekeme kız ilk olarak Kekele TV ile birlikte ilk olarak TRT Geleceğin İletişimcileri yarışmasında birincilik ödülü aldı. Ödül konuşmasını canlı yayında kekeleyerek ben yaptım. Yine aynı yıl Kekele TV, Aydın Doğan Genç İletişimciler yarışmasında ödüllere layık görüldü. En son ise Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı’nın fikirfeza gençlik hackathonundan birincilik ödülünü aldık.

Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı fikirfeza hackathonu birinciliğinden gelen destekle ne yapacaksınız?

Yarışmanın konusu aktif vatandaşlık, hak odaklı düşünebilmekti. Biz de ülkemizde kekemeliği olan bireylerin olmayan çalışma hakkını savunduk. Buradan aldığımız destekle kekeme bireylerin iş hayatındaki istihdamını destekleyecek bir sosyal girişim haline geleceğiz. Bir dil ve konuşma terapisti eşliğinde firmalara, İK birimlerine, işverenlere ve personellere kekemelik farkındalık eğitimleri vereceğiz. Aynı zamanda YouTube kanalımıza öncü isimleri konuk alarak hem bilgilendirme hem motivasyon sağlayacağız. Şimdilik süreç bu şekilde işleyecek gibi görünüyor.

Kekele TV’nin amacı ise görünür olmayan, arka planda bireyin aile, iş, eğitim, sosyal hayatını olumsuz anlamda etkileyen “bana göre sosyal bir engel” olan kekemeliği görünür hale getirmek. Kekemeliği olayın öznesi kişilerin ağzından topluma anlatmak. Kekeme bireylerin sosyal adaptasyonunu sağlamak.

Kekele TV’nin dünyada bir örneği var mı?

Kekele TV’nin ülkemizde ve dünya bir örneği yok. Dünya genelinde kekeme YouTuberların kekemeliği anlattıkları kanallar var ya da kekemelikle ilgili resmi kurumların kanalları var fakat bunlar birer proje değil.

Kekele TV için nasıl içerikler hazırlıyorsunuz?

Kekele TV için kekemeliği durumun öznesi kişilerin ağzından tüm şeffaflığıyla, gerçekliğiyle anlatan, hayattan gerçek içerikler hazırlıyoruz. Burada yine takipçilerimizin de görüşlerini dikkate alıyoruz. Çoğunlukla içerikleri takipçilerimiz belirliyor ve onlar da bu sürece dâhil oluyor. Şu an kanalımızda onlara da ait bir oynatma listesi var. Bizler olayın öznesi kişiler olarak Kekele TV’de kendi hikayemizi anlatırken, literatür bilgisi gerektiren durumlarda da dil ve konuşma terapistlerinden destek alıyoruz.

Ekibinizin hepsi kekeme bireylerden mi oluşuyor?

Kekele TV tamamen kekeme bireylere ait kurumsal bir kanal. Bu kanalın sunucusu, iletişimci ve kekemeliği olan bir birey ama ekibin diğer beş üyesi kekeme değil. Burası önemli. Genellikle bu tarz oluşumların tamamen olayı öznesi kişilerle birlikte kurulması beklenir fakat bizde durum farklı. Tüm bunlarla birlikte iletişim fakültesi destekli ve bugün Türkiye’de akıcı konuşmak, güzel konuşmak diksiyonlu konuşmak denildiğinde akla gelen ilk kanaldan TRT’den, bir devlet kanalından birincilik ödülü aldı. Oldukça profesyonel bir şekilde ilerliyoruz. Proje ekibinin akıcı konuşan bireylerden oluşması, konuya yabancı olukları halde buraya emek vermeleri ve projeyi sahiplenmeleri Kekele TV’yi eşsiz kılan detaylar arasında. Tabii gerekli durumlarda bizlere destek sağlayan takipçilerimiz ve dil konuşma terapistleri de var.

Türkiye’de yaklaşık 1 milyon kekeme birey var. Toplumda karşılaştığınız en büyük zorluklar neler?

Kekemelik; toplumda yanlış bilinen, sağlık alanında değerlendirilen bir konu.

Toplumda kekemelik hakkında eksik bilgilerin olması sebebiyle ötekileştirme, damgalama gibi olumsuz durumlarla karşılaşabiliyoruz. Bunun haricinde bir de mizah unsuru olarak kullanılması durumu var. Tüm bunlar bir araya geldiğinde sosyal yaşantımızda epey zorlanıyoruz.

İş konusuna geldiğimizde ise orası epey sıkıntılı.

Bu ülkede 820 bin kekemeliği olan yetişkin birey var ve bizlere iş ilanlarında yer yok. Bizler iş ilanlarında yok sayılıyoruz. Tüm yetkinliklerimize rağmen daha yolun en başında iş ilanlarında yer alan diksiyonu düzgün, akıcı konuşan ibarelerine yeniliyoruz. Yani yetkinliklerimizle değerlendirilmiyoruz. Tabii kekemelik ülkemizde devlet tarafından engel olarak da kabul edilmeyince tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de işverenlerin hoş olmayan tavırlarıyla da karşılaşabiliyoruz.

Örneğin ülkemizin sayılı üniversitelerinden birinden mezun olan, iki dil bilen, yüksek lisansını yapmış, alanında gerekli yetkinliklere sahip bir arkadaşım, gittiği bir görüşmede “Sen daha adı söyleyemiyorsun, biz seni bu konuşmayla alamayız. Sadece biz değil başka şirketlerde almaz” tarzında oldukça kırıcı bir üslupla geri çevrildi.

Dediğim gibi ülkemizde kekemelik bir engel olarak sayılmadığı için bu tarz konularda haklarımız korunamıyor, kekemeliğimiz yüzünden işlere alınmıyoruz.

 “Kekemeden iletişimci olmaz” diyenlere cevabın ne?

Burada bireylerin iletişim, daha doğrusu sözlü iletişim tanımı önemli. Bu cümleyi kuran kişilerin iletişimi tek yönlü ele aldığını, sadece konuşulan kısmıyla değerlendirdiğini ancak “dinleme” kısmını atladıklarını görüyorum.

Evet konuşma şeklimle kelimelere, harflere, cümlelere yetişemiyor olabilirim ama tüm bunların beraberinde çok güzel bir dinleyiciyim. Belki biraz da kekemeliğin ittiği bir mecburiyetten. 

İletişim fakültesi eşittir sunuculuk, spikerlik, kamera önü değil her zaman. Bunun arka planı da var. Akıcı konuşamam ama çok güzel metin yazabilirim, çok başarılı bir yönetmen olabilirim ya da belki tamamen akıcı konuşmayı öğrenemem ama insanlar sabırla dinlemeyi öğrenip, bunu kullanıp bana da bir şans verirse akıcı konuşamayan bir sunucu bile olabilirim. Özetle, önemli olan nasıl anlattığımız değil, ne anlattığımız olmalı.

Selin Babacan
ADMINISTRATOR
PROFİL

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar