“İyilik koşularının topluma kazandırdığı en önemli şey umuttur”

“İyilik koşularının topluma kazandırdığı en önemli şey umuttur”

Uluslararası boyutta Türkiye’nin en prestijli kesintisiz organizasyonlarından olan İstanbul Maratonu, bu yıl da sporu ve bağış kültürünü bir araya getirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki Spor İstanbul tarafından organize edilen N Kolay 43. İstanbul Maratonu’nun yarattığı etkiyi, sporun bağışa dönüşümünü ve iyilik koşularını Spor İstanbul Genel Müdürü ve Adım Adım kurucusu Renay Onur ile konuştuk.

Bu yıl İstanbul Maratonu nasıl geçti? Beklentilerinizi karşıladı mı?

N Kolay 43. İstanbul Maratonu çok keyifli ve sporcular açısından üst seviyede rekabetin yaşandığı bir etkinlik oldu. Katılımcılardan, izleyicilerden, basın mensuplarından, sponsorlardan ve İstanbul halkından her anlamda olumlu geri dönüşler aldık. Pandemi nedeniyle 2020’de yapamadığımız halk koşusunu bu yıl yeniden gerçekleştirdik ve İstanbullular ile hasret giderdik. 5 bin sporcu 42K, 15 bin sporcu 15K yarışına kayıt yaptırdı. 20 bin kişi ile sınırlı tuttuğumuz halk koşusu kayıtları ise tamamen doldu. Toplamda 40 bin kişinin parkura çıktığı büyük bir organizasyon gerçekleştirdik. İstanbul Yarı Maratonu’nda olduğu gibi bir rekor kırılmadı ancak elit atletlerin yarışında hem kadınlarda hem de erkeklerde son metrelere kadar devam eden heyecan dolu bir rekabet vardı. Bu seneki İstanbul Maratonu’nun bizi sevindiren yanlarından biri yarışı bitirenlerin sayısındaki artış oldu. 42K ve 15K katılımcılarının 12 bini finishi gördü. 2019’da gerçekleştirdiğimiz İstanbul Maratonu’ndaki finisher sayısından sonraki en yüksek sayıya ulaştık. Bununla birlikte bu seneki maraton en fazla Türk sporcunun katıldığı maratonlardan biri olarak tarihe geçti. Bu ülkemizde koşuya olan ilginin giderek arttığını gösteriyor. Bizim amacımız İstanbul’u daha aktif bir şehir haline getirmek. Bu rakamlar da doğru adımlar attığımıza işaret ediyor. Bu yılı özel kılan anlardan biri de İBBSK sporcusu Hüseyin Can’ın 2 saat 16 dakika 2 saniyelik derecesiyle 1985’ten beri kırılamayan 23 yaş altı Türkiye maraton rekorunu kırması oldu.

Maraton sayesinde ne kadar bağış toplandı?

Sosyal sorumluluk ortağımız Adım Adım’ın raporuna göre N Kolay 43. İstanbul Maratonu’nda; 6 bin 48 gönüllü koşucumuz, 60 binin üzerinde bağışçıdan toplam 13.7 milyon TL bağış toplanmasını sağladı. İstanbul Maratonu sayesinde yaklaşık 17 bin canlının hayatına olumlu bir dokunuş yapıldı. 

Pandemi bağışları nasıl etkiledi?

Pandemi ile birlikte sosyal fayda kavramı önceliklerimiz arasında üst sıralara yerleşti. Pandeminin bağışlara etkisini görmek için bu yarış çok doğru bir yarış olmayabilir. Pandemi sebebi ile 15K ve halk koşusunda katılımcı sayısını sınırladık. Bu aynı zamanda yardımseverlik koşusu katılımlarının da sınırlanması anlamına geliyor. Ama pandeminin yardımlaşma bilincini artırdığını söyleyebilirim. Yardımseverlik koşusu yapan kişiler önceki yıllara göre yüzde 30-35 daha fazla bağış toplanmasını sağladılar. Ortalama bağışın da yüzde 40-50 oranında arttığını görüyoruz. Ancak hala 2019 İstanbul Maratonu’nda toplanan miktarın yüzde 20 altındayız.  

Bu maraton İstanbul’un tanıtımı için de güzel bir araç. İstanbul Maratonu’nun bu anlamda nasıl bir konumlandırılması var? Yurt dışından katılımcılar var mıydı?

İstanbul Maratonu, uluslararası boyutta Türkiye’nin en prestijli ve en uzun süredir kesintisiz yapılan organizasyonlarının başında geliyor. Pandemi nedeniyle yurt dışı katılımcı sayısı biraz düşmüştü ancak bu sene tam 100 farklı ülkeden gelen sporcular parkura çıktı ve kıtalar arası maraton koşma deneyimi yaşadı. İstanbul Maratonu hakkında İngilizce, Almanca, İtalyanca başta olmak üzere farklı dillerde uluslararası mecralarda haberler yapıldı. İstanbul Yarı Maratonu ve İstanbul Maratonu, yani İstanbul’un parkurları son dönemde dünya koşu camiasının ilgisini çekiyor. Bu noktada özellikle 2020’de yaptığımız çalışmaların geri dönüşünü alıyoruz. Uzun vadede bu ilginin daha da artmasını bekliyoruz. 2020’de pandemi nedeniyle, Boston Maratonu gibi dünyanın en köklü kitlesel koşu etkinlikleri iptal edilirken İstanbul dünyaya örnek teşkil edecek tedbir ve önlemler alarak iki uluslararası organizasyon gerçekleştirdi. Böyle zorlu bir süreçte koşuculara yüksek standartlarda, güvenle koşma imkanı sunmamız İstanbul’un atletizm dünyasındaki değerini artırdı.

Göreviniz süresinde İstanbul Maratonu’na ne gibi yenilikler kattınız?

Pandemi nedeniyle İstanbul Maratonu’nda katılımcı sayısını sınırlığı tuttuğumuz 2020 yılında sanal maraton uygulamasını ilk kez hayata geçirdik ve büyük ilgi gördü. Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından insanların mobil aplikasyon aracılığıyla kendi seçtikleri parkurda koşarak maraton heyecanına ve ruhuna ortak olmalarını sağladık. Salgın sürecinde dünyada neredeyse tüm majör maratonlar iptal edilirken yüksek hijyen standartlarında uluslararası koşular düzenledik. Yarışları gerçekleştirirken aldığımız önlemlerle ve parkurdaki uygulamalarımızla World Athletics (Dünya Atletizm Birliği) tarafından tüm dünyaya örnek olarak gösterildik. Koşunun güvenli ortamda gerçekleşmesi için İstanbul Maratonu parkurunu değiştirdik. Start ve finish noktasını sosyal mesafe kurallarını rahatça uygulayabileceğimiz Yenikapı olarak belirledik ve maraton tarihinde ilk kez katılımcılar Avrupa’dan Asya yönüne doğru koştu. Ve yine maraton tarihinde ilk kez sporcular köprüden iki kez geçme fırsatı buldu. İstanbul Maratonu’nda gerçekleştirdiğimiz ilklerden biri de uluslararası yayın oldu. Etkinliği İngilizce anlatıcı eşliğinde ilk kez Youtube üzerinden tüm dünyaya olarak aktardık, bu sayede İstanbul Maratonu dünyanın her yerinde canlı olarak takip edilebildi. Bu sene ilk defa yarış bitiminde madalyalara dereceler yazıldı. N Kolay 43. İstanbul Maratonu katılımcıları için hoş bir hatıra oldu.

Spor İstanbul’un İstanbul Maratonu dışında sosyal faydaya dönüşen farklı spor etkinlikleri bulunuyor mu?

Ölçülebilir her şeyin geliştirilebilir olduğunu biliyoruz. Bu sebeple hizmetlerimiz özelinde Sosyal Etki Anketleri yapıyoruz. Açık Hava Egzersizlerinin bu anlamda çok ön plâna çıktığını söyleyebilirim. İstanbul’un 200’e yakın noktasında parklarda, bahçelerde uzman eğitmenlerimiz İstanbul halkına spor yaptırıyor. Buradaki katılımcı sayılarının da gün geçtikçe arttığını görüyoruz.

Çocuk grupları için tasarladığımız Performans Gruplarının da orta ve uzun vadede önemli dönüşlerinin olacağına inanıyoruz. Çocuklarımızın doğayı tanıması, fiziksel becerilerini geliştirmesi, yardımlaşmayı öğrenmesi için gerçekleştirdiğimiz Doğa Kampı’nın aynı zamanda çocuklarımıza çevre hakkında erken yaşta sosyal sorumluluk bilinci kazandıracağını düşünüyoruz.   

Adım Adım’ın da kurucuları arasındasınız. Orada kaç gönüllüye ulaştınız? Platformla ilgili vermek istediğiniz mesajlar, yeni haberler var mı?

2008 yılında başladığımız bu serüvende şu an 100 binden fazla gönüllümüz var. Gönüllülük konusunda maalesef dünyanın en geride kalan ülkelerinden birisi olan Türkiye’de bu çok ciddi bir sayı. Hala gidecek çok yolumuz var ama umutluyum. Genç nüfusta işsizlik oranı çok yüksek olduğu için Türkiye’de gönüllülük hala bir istihdam kapısı olarak görülüyor, bu da gönüllülük ruhuna zarar veriyor ve yayılmasına engel oluyor. Ama gençlerin yüzde 40’ının ne okulda ne de işte olmadığını düşünürsek bunu normal karşılamak lazım. Kurulduğumuz günden bu yana 100 bin gönüllümüz, 900 bin bağışçının 105 milyon TL bağış yapmasına vesile oldu. Bu bağışlar sayesinde 90 sivil toplum kuruluşu 280 bin canlının hayatını olumlu yönde değiştiren projeler geliştirdi. Uzun süredir üzerinde çalıştığımız Adım Adım Koşu aplikasyonu projemiz tamamlandığında yurt içinde ve yurt dışında yardımseverlik koşusu yapan topluluğun daha hızlı büyümesine katkı sağlayacak. 15 sene önce kaynak geliştirme sorumlusu olan sivil toplum kuruluşu sayısı bir iki tane ile sınırlıydı. Şu anda bırakın kaynak geliştirmeyi yalnızca spor yolu ile kaynak geliştirme sorumlusu olan sivil toplum kuruluşları bile var.

İyilik koşularının öneminden kısaca bahseder misiniz?

İyilik koşularının topluma kazandırdığı en önemli şey umuttur. Geldiğimiz noktada ekonomik sorunlar, genç nüfustaki işsizlik oranı, toplumsal sıkıntılar, kadın cinayetleri, kendinden başkasını düşünmeyen kurumlar ve bireyler, genç nüfusumuza rağmen Avrupa’nın en sağlıksız ülkesi olmamız vb. onlarca haberin bizleri umutsuzluğa ittiği bir ortamda; on binlerce insanın kendisi için değil başkası için koşuyor olmasından daha güzel bir şey düşünemiyorum. İyilik peşinde koşan insan kendine ve topluma hala birilerinin sadece kendini değil toplumu düşündüğünü hatırlatıyor. Adım Adım’ın esas etkisi,  bireylerin ve kurumların spor yoluyla harekete geçmesini sağlayarak, toplumsal dayanışmaya ilham kaynağı olmaktır. Adım Adım, koşuyu daha anlamlı, bağış toplamayı ise daha eğlenceli bir hale getirerek bunu başarıyor. Dünyada şu an en çok konuşulan platformların ve hatta büyük kurumsal dönüşüm projelerinin hepsinde kullanılan oyunlaştırmanın buradaki başarımızda önemli rol oynadığını düşünüyorum.

Kerem Efendioğlu
ADMINISTRATOR
PROFİL

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar