İklim kriziyle mücadelede iklim teknolojisi girişimlerinin çözümleri umut veriyor

İklim kriziyle mücadelede iklim teknolojisi girişimlerinin çözümleri umut veriyor

Çağımızın en acil sorunlarından biri olan iklim değişikliği, şiddetli sellerden aşırı sıcak hava dalgalarına ve kuraklığa kadar bir dizi olumsuzluğun artarak devam etmesine neden oluyor. Önümüzdeki 20 yılda daha fazla doğal afet ve aşırı hava koşullarına yol açması bekleniyor.

Bilim insanları, fosil yakıtların kullanılması ve ormansızlaşma gibi insan faaliyetlerinin Dünya’nın iklimindeki hızlı değişikliklerden büyük ölçüde sorumlu olduğuna inanıyor.

Bu olumsuzluklara rağmen iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olmak için teknolojiden yararlanan girişimler öne çıkıyor.

Karbon mühendisliği

2022 tarihinde gerçekleşen Uluslararası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), küresel ısınmanın önlenmesi için atmosferdeki karbondioksit seviyelerinin acilen azaltılması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

Fosil yakıtların kullanılması ve ormansızlaşma gibi insan faaliyetlerinden kaynaklanan birincil gaz olan sera gazlarının, ısıyı atmosferde tutarak küresel ısınmaya neden olduğu biliniyor.

Kanada merkezli temiz enerji girişimi Carbon Engineering şirketinin Direct Air Capture (DAC) teknolojisi, bu soruna potansiyel çözüm sunuyor.

DAC teknolojisi yardımıyla atmosferde doğrudan yakalanan karbondioksit daha sonra yer altında depolanıyor veya karbon nötre yakın sentetik yakıta dönüştürülüyor.

Şirketin AIR TO FUELS teknolojisi uygulanarak atmosferden yakalanan karbondioksitin temiz enerji kullanılarak elde edilen hidrojenle reaksiyona girmesi sonucunda benzin, dizel ve jet yakıtına ulaşılıyor.

Sinai Teknologies

Amerika Birleşik Devletleri merkezli temiz teknoloji girişimi Sinai Technologies, 2017 yılından bu yana şirketlerin karbon emisyonlarını izlemelerine, azaltmalarına, karbon riskini fiyatlandırmalarına ve analiz etmelerine yardımcı oluyor.

Girişimin karbondan arındırma yazılım programı, şirket içindeki farklı departmanları izleyerek ve ardından net sıfır hedeflerine ulaşmak için öneriler sunarak iklim değişikliğini hafifletmeyi amaçlıyor. Sinai Technologies şirketinin misyonu, emisyon yoğun kuruluşlara etkin dekarbonizasyon stratejileri geliştirmek için ihtiyaç duydukları teknolojiyi sağlamak.

Girişim 2021 yılında, müşterilerinin yaklaşık 35 milyon ton karbon emisyonunu takip etmelerine ve karbon azaltma projeleri için 5 milyar doları aşan potansiyel sermaye harcamalarını değerlendirmelerine yardımcı oldu.

CarbFix

İzlanda merkezli girişim CarbFix, atmosferik karbondioksiti iki yıldan daha kısa bir süre içinde doğal yöntemlerle taşa dönüştürebilen bir teknoloji geliştirdi.

2006 yılında proje olarak başlatılan girişim, İzlanda’daki sera gazı emisyonlarını sınırlamaya çözüm geliştirmek amacıyla 2007 yılında Reykjavik Energy, İzlanda Üniversitesi, Toulouse’daki bilimsel araştırma merkezi ve Columbia Üniversitesi’ndeki Dünya Enstitüsü’nden oluşan dört kurucu ortak tarafından hayata geçirildi.

CarbFix, 2030 yılına kadar kalıcı olarak depolanmış bir milyar ton atmosferik karbondioksite ulaşarak iklim değişikliğini ele almada önemli bir oyuncu olma misyonuna sahip. Ayrıca dünyanın en büyük doğrudan hava yakalama ve karbondioksit tesisi ORCA’yı inşa etmek için İsviçreli startup Climeworks ile ortaklık kurdu.

Tamamen jeotermal parktan elde edilen yenilenebilir enerji ile çalışan ve türünün ilk örneği olan ORCA projesi, yılda 4 bin ton karbondioksit yakalıyor. Bu rakam trafikteki 790 aracın yıllık emisyonuna eşdeğer.

Watershed

2019 yılında kurulan San Francisco merkezli yazılım platformu Watershed, Stripe, Twitter, Walmart ve Airbnb gibi şirketlerin karbon emisyonlarını ölçmelerine ve gerçek zamanlı denetim düzeyinde verilerle net sıfıra ulaşmalarına yardımcı oluyor. Her yıl müşterileri için yarım milyar ton karbondioksiti ortadan kaldırmayı hedefliyor.

Girişimin destekçileri arasında Al Gore, Sequoia ve Kleiner Perkins büyük isimler yer alıyor ayrıca, Kaliforniya Üniversitesi İklim Bilimi Başkanı ve Dünya Sistem Bilimi Profesörü Steve Davis’de bulunuyor.

Girişim 2021 yılında, hibrit işyerlerinin teşvik edilmesinin emisyonları nasıl etkileyeceğini görmek ve iklim üzerindeki etkisinin ölçülebilmesine yardımcı olmak amacıyla bir hesaplama sistemi geliştirdi. Kullanıcılar, hesaplama sistemine ofiste geçirilen gün sayısı, çalışanların yaşam yeri ve işe gidip gelme yöntemleri, ofis alanı, kurumsal seyahat sıklığı ve temiz enerji kullanımı gibi bilgileri girerek çevresel etkilerin boyutunu ölçebilir. Bu sistem San Francisco, New York, Houston, Londra ve Toronto olarak beş bölgeyi destekliyor.

Kasım 2022 tarihinde, satıcı ve tedarikçilerden gelen dolaylı (Kapsam 3) emisyonları ele almak için Watershed Supply Chain uygulamasını başlattı. Sistem, özel ve kamuya ait mali ve iklim verilerini kullanarak bir şirketin tedarik zinciri boyunca Kapsam 3 emisyon ayak izlerini belirleyebiliyor.

Bu yöntemle tedarik zinciri boyunca düzenlemeler yapılırken, emisyonları azaltma çabaları da hızlandırılmış oluyor.

Nori

Seattle merkezli Nori girişimi, blockchain teknolojisi kullanarak iklim değişikliği ile mücadele ediyor.

Girişim, kullanıcıların yakaladıkları karbonu diğer finansal ödüllerle takas edebilecekleri bir platform geliştiriyor. Toprakta karbon depolama konusunda çalışan Nori, atmosferden karbonu çeken girişimlerle bunu toprağına geri koymak isteyen çiftçileri buluşturuyor.

Ethereum blockchain üzerine inşa edilen her bir ‘’Nori Carbon Removal Tonne’’ (NRT), en az on yıl boyunca atmosferden uzaklaştırılan bir ton karbondioksiti temsil ediyor.

İklim teknolojisi devrimi

Silicon Valley Bank tarafından bu yıl yayınlanan The Future of Climate Tech raporuna göre, 49 ülke ve Fortune 500 içindeki 93 şirket net sıfır hedefleri konusundaki taahhütlerini duyurdu.

Risk sermaye şirketleri şimdiye kadar iklim teknolojisine milyarlarca dolar yatırım yaptı ve yapmaya devam ediyor.

Rapor, Amerika Birleşik Devletleri’nde iklim teknolojisine yapılan risk sermayesi yatırımının 2020 ile 2021 yılları arasında yüzde 80 oranında artarak 56 milyar dolara ulaştığını ve en hızlı büyümenin enerji sektöründe yaşandığını gösteriyor.

Sonuç olarak, hızlı olmasa da istikrarlı bir şekilde büyüyen iklim teknolojisinin geleceği parlak ve umut verici görünüyor.

https://bit.ly/3huhpTi

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar