İbrahim Betil’le Sivil Düşünce podcast serisinin 25 Haziran’da yayımlanan yeni bölümünde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 14’üncüsü olan “Sudaki Yaşam” konuşuldu. İbrahim Betil’in moderatörlüğünde ve DenizTemiz Derneği / TURMEPA’nın Gönüllü ve Gönüllü Projeleri Bölüm Yöneticisi Belgin Ergül’ün katılımıyla gerçekleşen bölümde Ergül, okyanus ve denizlerin iklim değişikliği konusundaki etkilerini, okyanus ve denizlerde bulunan atıklarla ilgili verileri, bu alanda
İbrahim Betil’le Sivil Düşünce podcast serisinin 25 Haziran’da yayımlanan yeni bölümünde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 14’üncüsü olan “Sudaki Yaşam” konuşuldu. İbrahim Betil’in moderatörlüğünde ve DenizTemiz Derneği / TURMEPA’nın Gönüllü ve Gönüllü Projeleri Bölüm Yöneticisi Belgin Ergül’ün katılımıyla gerçekleşen bölümde Ergül, okyanus ve denizlerin iklim değişikliği konusundaki etkilerini, okyanus ve denizlerde bulunan atıklarla ilgili verileri, bu alanda gerçekleştirdikleri çalışmaları ve bireylerin atması gereken adımları paylaştı.
Sudaki yaşam konusunda olumlu adımlar atılmadan iklim krizinin önüne geçilemeyeceğini belirten DenizTemiz Derneği / TURMEPA’nın Gönüllü ve Gönüllü Projeleri Bölüm Yöneticisi Belgin Ergül, “İklim değişikliğinin insanlar ve diğer canlılar için geri dönülemez sonuçlara yol açmaması, ortalama yüzey sıcaklığındaki artışın 1,5°C altında kalmasına bağlı. 2019 yılı verilerine göre, Türkiye’de deniz kirliliğin azaltılması ve deniz ve kıyı ekosistemlerinin iyileştirilmesi konusunda, uygulanan politika ve projeler sonucunda önemli bir mesafe kat edildi. Su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve yönetimi konusundaysa gelişme alanları mevcut. Bu amaç kapsamında öne çıkan başlıca ihtiyaçlar; deniz ve kıyı alanlarının yönetiminin etkinliğinin arttırılması, balık stoklarının korunması ve geliştirilmesi, uzak denizlerde açık deniz balıkçılığının geliştirilmesi ve iyi tarım uygulamalarının teşvik edilmesi. Küresel ölçekteyse deniz seviyesi son 100 yılda 20 cm yükseldi. Bu yüzyıldaysa 60 cm’lik yükselme tehdidi var. Bundan küçük ada devletleri ve deniz kıyıları etkilenecek. Türkiye’de de bu tarz tehditler mevcut. Deniz suyundaki bu sıcaklık artışı Marmara bölgesinde karşılaştığımız hortum gibi hava olaylarına, kirlilikle mücadele eden, oksijen üreten canlıların ölümlere yol açacak” ifadesini kullandı.
“Her yıl 6,5 milyon yon plastik çöp okyanus ve denizlere karışıyor”
Okyanus ve denizlerde yaklaşık 100 ile 150 milyon ton arasında plastik çöpün yüzdüğünün tahmin edildiğini açıklayan Ergül, “Buna her yıl yaklaşık 6,5 milyon ton daha ekleniyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın verilere göre, açık denizlerde her kilometre başına ortalama 13 bin plastik düşüyor. Deniz çöplerinin yüzde 60 ile 80’inini plastik çöpler oluşturuyor ve denize karışan plastiklerin yüzde 94’ü deniz dibinde bulunuyor. Akıntılar bu çöpleri dünyanın her köşesine dağıtıyor. Pasifik Okyanusu’nun ortasında yaklaşık 3,5 milyon km² genişliğinde ve 7 milyon ton ağırlığında bir plastik yığını bulunuyor. İnsan atıklarından oluşan yeni bir kıta bu” diyerek okyanus ve denizlerdeki atık konusuna da dikkat çekti.
“Ülkemizde deniz ve kıyı ekosistemi için çalışan çok az STK var”
DenizTemiz Derneği/TURMEPA olarak bu konuda yaptıkları çalışmalara değinen Ergül, “25 yılda atık teknelerimizle, denizlerden 37 milyon 800 bin litre sıvı atık topladık. 2 milyon 720 bin kg katı atığın denizlere karışmasını önledik. Yılda ortalama 5 bin gönüllümüzle, minimum 15 ilde, 25 farklı havzada yılda ortalama 7-8 bin kilo arasında ayrıştırılmış atığı atık toplama ünitelerimize ulaştırıyoruz. Eğitim çalışmalarımızla çocuklara, gençlere ve yetişkinlere deniz koruma kültürünü tanıtıyoruz. Halkı eko ürünlerimizle tanıştırıyoruz. Başka STK’lar da bu konuda çalışmalar yapıyor fakat ülkemizde deniz ve kıyı ekosistemi için çalışan çok az STK var. Temel problemlerimizden biri de bu. 27 ili kıyı kenarında bulunan, 8 bin 333 kilometrelik kıyı şeridine sahip, yaklaşık bin 500’e yakın su havzası olan bir ülke olarak bu alanda çalışan STK sayının çok daha fazla olması gerekir”
“Atıkları azaltmak için en doğru karar satın almamak”
Bireylerin de yapabileceklerini paylaşan Ergül, “Tüm insanların her daim çok daha az tüketmekle ilgili bir karar alması gerek. Daha az kâğıt, daha az şişe suyu, daha az plastik bardak, daha az ofis malzemesi… Çünkü bunların hepsi denizle karşılaşıyoruz ve denizler dünyanın en büyük çöplüğü. Atıkları azaltmak için en doğru karar satın almamak. Hibrit araç, LED ampul kullanımı, yerel ürünlerin tercih edilmesi gibi kararlar almak da ekolojik ayak izini azaltmaya yardımcı adımlar olacaktır” dedi.
Bölümün tamamını Spotify ve YouTube üzerinden dinleyebilirsiniz.
Spotify: https://open.spotify.com/episode/27JUSuZg3nuGwt3lIrvAHY
