MEF Üniversitesi Sosyal Girişim Kulübü’nün sosyal sorumluluk projesi Güzel Günler Ajandası’nı, projenin yürütücüleri Melike Özcan ve Destan Şara Aras ile konuştuk. Güzel Günler Ajandası projesinden ve hayata geçirme sürecinizden bahsedebilir misiniz? Proje fikri nasıl ortaya çıktı? Güzel Günler Ajandası proje fikri okulumuzun öğrencilerinden Melike Ediz’in 2020’de Uzman Klinik Psikolog Dilara Savaş’ın Otizm ve Spektrum Bozukluğu
MEF Üniversitesi Sosyal Girişim Kulübü’nün sosyal sorumluluk projesi Güzel Günler Ajandası’nı, projenin yürütücüleri Melike Özcan ve Destan Şara Aras ile konuştuk.
Güzel Günler Ajandası projesinden ve hayata geçirme sürecinizden bahsedebilir misiniz? Proje fikri nasıl ortaya çıktı?
Güzel Günler Ajandası proje fikri okulumuzun öğrencilerinden Melike Ediz’in 2020’de Uzman Klinik Psikolog Dilara Savaş’ın Otizm ve Spektrum Bozukluğu dersini almasıyla ortaya çıktı. Zaman kavramı ve yönetimi konusunda desteğe ihtiyacı olan otizmli çocuklar özelinde hazırlanmış herhangi bir ajanda olmadığını fark eden Melike Ediz’in öncülüğünde otizmli çocuklara yönelik bir ajanda hazırlayarak çalışmalarımıza başladık. Sonrasında, sadece çocuğa değil çocuğa dokunan herkese dokunmanın gerektiğini fark edip kitin içindeki diğer içerikleri oluşturduk. Başladığımız ilk günden beri gönüllük esasına dayanarak ve üniversite öğrencileri tarafından yürütülerek projemizin etkisini artırmaya devam ediyoruz.
Kitinizin içeriğinden bahsedebilir misiniz?
Güzel Günler kitinde dört farklı perspektiften çocuklara yaklaşmayı hedefledik. Kitin içinde ajanda, ebeveyn kullanım kılavuzu, gezer kitap ve öğretmene mektup var. Ajandanın içeriğinde otizm sahibi çocuğun duygularını ölçebileceği duygu durum ölçekleri, bilişsel becerilerini geliştirebileceği oyunlar ve aynı zamanda sosyal öykülerimiz bulunuyor. İkinci perspektifimiz olan ebeveyn kullanım kılavuzunda, aileleri bilinçlendirmeyi amaçladık. Bu kılavuzun içeriğinde otizm nedir, belirtileri nelerdir gibi bilgilendirici metinler bulunuyor, aynı zamanda ajandadaki oyunların ve etkinliklerin çözümü yer alıyor. Gezer Kitap’ta, topluma yönelik bilinçlendirmeyi ve farkındalığı hedefleyen metinlere, okuyucuların otizm hakkında bilgi edinebilmesi için bilgilere yer verdik. Gezer Kitap’ı okuyan kişi topluma açık bir alana bırakıyor ve bu şekilde elden ele gezerek bir etkileşim oluyor. Öğretmene mektubun içeriğinde de öğretmen ve öğrenci arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirmek amacıyla otizmli çocuğun ağızından öğretmenine yazılmış bir mektuptur.
Türkiye’de ve dünyada Otizm yaygınlığı ne durumda? Otizmlilerin ve ailelerinin ihtiyaçları neler oluyor?
Otizm aslında gün geçtikçe sıklığı artan bir bozukluktur. Literatürde hastalık olarak ele alınsa da bunu bir hastalık olarak değil, spektrumdaki bozukluk olarak ele alıyoruz ve toplum tarafından da hastalık olarak etiketlenmemesini, çocuğun sadece çocuk olarak görülmesini istiyoruz, kabul görülmeleri ve otizmi normalleştirmek için çalışıyoruz. Yaygınlığı gün geçtikçe artıyor ve bunun belli başlı sebepleri var: gen ve çevre etkisi otizmi temelde ortaya çıkaran bir durum, sadece gen veya sadece çevre etki etmediği için ikisi de birleştiği durumlarda çevrenin etkisi özellikle bu noktada önemli oluyor. Sadece ekran süresi bile ele alınabiliyor şu an, fakat sadece bu değil, çocukların sokakta oyun oynayamaması, göz teması kuramaması, sosyalleşememesi de otizmi etkileyen temel çevresel faktörlerden aslında. Aynı zamanda farkındalığın da artması önemli bir etken; çünkü daha önce belki bir tanı alabilecek çocuklar yeterince farkındalık olmadığı için tanı almadan hayatını sürdürmeye devam ediyordu ama artık aileler otizm konusunda daha bilinçli. Çocukta bir farklılık gözlemledikleri zaman direkt olarak bir psikiyatriste danışıyor bu yüzden de tanı konma sıklığının da arttığını gözlemliyoruz. Ailelerin temel ihtiyaçları aslında bu noktada sadece anlaşılmak ve dışlanmamak. Çünkü toplum tarafından toplu alanlarda bulunmaları durumunda dışlanabildikleri için sadece anlaşılmaya ve dışlanmamaya ihtiyaçları var. Bu yıl 8 Ekim’de yüz yüze bir otizm zirvesi düzenledik ve ailelerden “sizin yanınızda güvende hissediyoruz” ve “dışlanmadığımızı hissediyoruz” gibi olumlu dönüşler aldık. Bundan dolayı bu konu bence en önemli ihtiyaçları.
Proje sürecinden karşılaştığınız zorluklar oldu mu?
Proje sürecinde gerek ekip içerisinde gerek sponsorluk konusunda karşılaştığımız zorluklar oldu. Üniversite öğrencileri olarak büyük bir projeyi devam ettirmek bizim için zordu; çünkü bu proje emek ve zaman istiyor. Bu fedakarlıkları yapmak da her zaman kolay olmayabiliyor çünkü tamamen gönüllülük esaslı çalışıyoruz. Aynı zamanda sponsorluk konusunda da zorlandığımız zamanlar oldu; bu seneki hedefimiz bin otizm sahibi çocuğa ulaşmaktı ve kitlerimizi tamamen ücretsiz ulaştırmaktı. Bu süreçte aslında birçok firma, kişi, kurumla iletişime geçtik fakat Türkiye’nin ekonomik şartları ana sponsorluk konusunda ne yazık ki bizi zorladı ve bu süreç içerisinde biz de aynı zamanda hem sponsorluk anlamında hem de projemiz anlamında birçok şeyi nasıl yapacağımızı öğrendik. Günün sonunda bin çocuğa tamamen ücretsiz olarak ulaşabiliyoruz ve bu bizim için çok mutluluk verici. Desteğini bizden esirgemeyen herkese teşekkür etmek istiyorum.
Projeyle ilgili hedefleriniz neler?
İlk kurulduğumuz sene 400 ajanda bastırabildik ve çocuklara ulaştırdık. Her sene bu sayıyı giderek artırmayı hedefliyoruz. Bu sene bin çocuğa ulaşma hedefi koymuştuk. İlk hedefimiz buydu ve başardık sayılır çünkü basıma sayılı günler kaldı. Bir başka hedefimiz de otizm sahibi çocuklarla yüz yüze etkinlikler yapmaktı. Bunları da bu sene içerisinde, bazı kurumların desteği ve üniversitemiz sayesinde gerçekleştirebildik. Günün sonunda bu etkinlikler sayesinde aileler ve çocuklarla bağ kurup bir aile olduk. Önümüzdeki seneler için de kitimizin sayısını artırmak ve daha fazla çocuğa ulaşmak, onlarla birlikte yüz yüze etkinlik sayısını artırmak en temel hedefimiz. Geçtiğimiz yıl ağırlıklı olarak Marmara Bölgesi’ndeki otizm sahibi çocuklara ulaşabilmiştik, bu sene Marmara dışındaki bölgelere de ulaşmak istiyoruz. Önümüzdeki sene de hedefimiz Türkiye’nin dört bir yanındaki otizm sahibi çocuklara ulaşmak.
Önümüzdeki süreç için hayata geçirmeyi planladığınız projeler var mı?
Güzel Günler Ajandası Projesi, MEF Üniversitesi bünyesinde sosyal girişim kulübü altında var olan bir proje. Kulüp olarak sadece otizmli çocuklara yönelik olan Güzel Günler Ajandasını değil, farklı projeleri de hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bunlardan en önemlisi ve önümüzdeki sene hayata geçireceğimiz olan kanserli çocuklar ile etkinlikler gerçekleştirmek. Bunun için bir yayınevi ile ortak çalışıp, kanserli çocuklara gidip hikayeler okuyacağız. Bunu yine destekçilerimiz ve gönüllülerle gerçekleştirmeyi istiyoruz. Etkimiz büyüdükçe, adımız duyuldukça biz sadece bu projelerle de sınırlı kalmayacağız.