“Ev herkes için güvenli değil”

“Ev herkes için güvenli değil”

Kadınların ve çocukların cinsiyetlerinden dolayı ayrımcılığa uğramadığı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin var olduğu şiddetsiz bir dünya yaratmak amacıyla faaliyet gösteren Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği’nin Kurucusu ve Başkanı Dilek Üzümcüler ile “Şiddeti Frenliyoruz” projelerini, kadınların koronavirüs salgınından nasıl etkilendiğini, 7/24 Şiddet Hattı’na gelen aramaları ve infaz düzenlemesine ilişkin kanun teklifini konuştuk.

Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği’nin ne zaman, hangi amaçla kurulduğundan kısaca bahsedebilir misiniz?

Bursa ilinde 2012 yılında kurulan derneğimiz, bağımsız kadın da(ya)nışma merkezi ve 7/24 şiddet hattıyla şiddete maruz kalan kadın ve çocuklara, ücretli çalışanı olmadan alanında uzman kişilerle gönüllülük esasıyla hizmet veriyoruz. Bunun yanı sıra, ayrımcılıkla mücadele, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, şiddetin önlenmesine dair farkındalık, bilinçlendirme ve eğitim çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Dernek, çalışmalarını etkin yürütülebilmek için psikolog, psikolojik danışman, sosyal hizmet, sosyolog, çocuk gelişim alanlarında eğitim almış kişilerle işbirliği yapıyoruz. Ayrıca, sığınma evinde kalan ve ayrılan, kimlik numaraları değiştirilmiş, koruma kararı olan kadın ve çocuklar gibi gizlilik arz eden kişilere hizmet verildiğinden üye olmak isteyen kişilerin belli bir süre gönüllü çalışmalarını ve eğitim modüllerinden faydalanmalarını istiyoruz.

Derneğimizin şu anda aktif 27 üyesi ve halka açık etkinliklere destek sağlayan avukat, psikolog ve çevirmen gönüllü grupları mevcut. Bunun yanı sıra, gençlerin aktif katılımını sağlamak için “Mor Salkım Gençlik Grubu”, üniversitede akademik çalışmalar yapan öğrenci ve akademisyenlerin çalışmalarına destek vermek içinse “Mor Salkım Akademi Birimi” kuruldu. Kuruluşundan itibaren İtalya, Fransa, Danimarka, Almanya, Mısır, Fas, Tunus, Polonya, Rusya ülkelerinden öğrenci stajyerler ile ortak çalışmalar yürüten derneğimiz, 2018 yılından itibaren Türkiye’de tüm gençlere açık başvuru yapabilecekleri “Mor Staj” programını başlattı.

Şimdiye kadar dernek olarak kaç kişiye ulaştınız?

Sekizinci yılını tamamlayan derneğimiz, 7/24 Şiddet Hattı ve Dayanışma Merkezimizle 7 bin 846 kadın ve 4 bin 372 çocuğa ulaştı. Başvuruların, 313’ü mülteciler ve göçmenler, 14’ü trans kadınlar ve 14’ü engellilerdi. Aynı zamanda, hattımızı 163 erkek aradı.

Güncel projelerinizden bahsedebilir misiniz?

Kadına yönelik şiddetle mücadelede, taksi şoförleriyle birlikte “Şiddeti Frenliyoruz” diyoruz. Türkiye’de ilk ve tek olan projemiz kapsamında, taksi şoförlerine ayrımcılık, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddet ve şiddete karşı hukuki düzenlemeler ve şiddetsiz iletişim eğitimleri veriyoruz. Ayrıca, Bursa ve Mudanya Şoförler odasıyla Şiddeti Frenliyoruz Manifestosu’nu imzaladık. Şu anda taksi durak ve araçlarında şiddet durumunda başvuru mekanizmalarına dair broşürler bulunuyor. Bu projemizle, Bursa ilinde 30’dan fazla taksi durağıyla 500 taksi şoförüne ulaştık.

“Şiddeti Frenliyoruz” projemizin yanı sıra, her yıl “Erkek Diliyle Şiddeti Konuşuyoruz” projemizi gerçekleştiriyoruz. Gelenekselleşen ve üçüncü yılını tamamlayan Erkek Diliyle Şiddeti Konuşuyoruz panel dizisiyle alanında uzman ya da ünlü 26 erkekle, erkeklik ve cinsiyet eşitliğini konuştuk. Bu panellerle birebir olarak 600 kişiye, yayınlarımız sayesinde 1500 kişiye ve basın aracılığıyla 15 binin üzerinde kişiye ulaştık. Ayrıca, yasal düzenlemelere dair savunuculuk ve lobicilik çalışmalarımız da devam ediyor.  

Koronavirüs salgınının en çok kadınları etkilediği konuşuluyor. Peki salgın, kadınları en çok hangi alanlarda etkiledi?

Kadınlar bu süreçte yaşamın her alanında etkilendiler. Toplumsal cinsiyet rollerinin etkileri evde kal sürecinde çok daha fazla ortaya çıktı. Kadınlara biçilen roller ve beklentiler arttı. Örneğin, yapılan araştırmalar bu dönemde kadın akademisyenlerin makaleleri azalırken erkek akademisyenlerde artış olduğunu gösteriyor ki bu araştırma, ev içi iş yüklerin ve sorumlulukların kadınların yaşamlarına etkilerine dair örneklerden sadece biri. Belki kendine zaman ayırma gibi görülebilen süreç, kadınların büyük çoğunluğu için ev içinde iş yükleriyle mücadeleye dönüştü. Ev işleri, iş yeriyle online çalışma, çocukların sorumlulukları, alışveriş bu yüklerden bazıları. Bunun dışında, gündelik ve sigortasız işlerde çalışan kadınların gelir kaynakları tamamen bitti. Özellikle derneğimizin hedef kitlesi olan şiddet görmüş ve çocuklarıyla yaşam kurmuş kadınlar bu durumu çok net bir şekilde yaşıyor. Devletinse bu konuda herhangi bir desteği maalesef yok.

Bir de tabii bu dönemde ev içi ve kadına yönelik şiddetin artışı söz konusu. Ev herkes için güvenli değil. Bu süreçte evde şiddet gördükleri kişiyle sürekli birlikte kalma durumları, kadınların yaşadıkları şiddeti söyleyememe ve maruz kalma oranlarını da arttırdı. Birçok ülkede bu duruma özel çalışmalar yapıldı fakat ülkemizde ne yazık ki bir eylem planı oluşturulmadı ve bu konu gündeme alınmadı.

Bu dönemde Mor Salkım 7/24 şiddet hattınıza gelen aramalarda bir artış oldu mu?

Tabii ki. Yüksek bir artış meydana geldi. Türkiye’nin 18 farklı ilinden kadınlar, şiddet hattımıza ulaştı. Şiddet hattımıza gelen verileri belli zaman aralıklarında kamuoyuyla sosyal medya hesaplarımızdan paylaşıyoruz. 11 Mart – 30 Nisan arasında, hattımız üzerinden 379 kadın, 82 erkek ve 2 çocuk; sosyal medyadan ise 25 kadın bize ulaştı. Fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet, ev içinde yalnızlaştırma ve hapis etme, dijital/siber şiddet maruz kalınan şiddetler arasındaydı. İrtibata geçenlerin yüzde 75’i kadın sığınma evi yerleşme talebiyle ulaştı ve bu kişilere bilgilendirme yapıldı, yüzde 40’ı ise şiddet önleme izleme merkezine yönlendirildi.

Bize ulaşanlar arasından 65 kadın daha önce danışma merkezimizle ilişkilenmiş hizmet almıştı. Bu kadınların yüzde 40’ı hapiste olan eşlerinin dışarı çıkması durumunda ne yapacağını bilememe paniğiyle, yüzde 15’i maddi destek talebiyle bize ulaştı. Çocuklar evdeki şiddeti ihbar etmek için, erkeklerin yüzde 90’ı ise eşlerine ulaşmak için aradı.

İnfaz düzenlemesine ilişkin kanun teklifi yasalaştı. Çocukların cinsel istismarı dahil, cinsel istismar suçundan hüküm giyenlere dönük bir infaz indirimi uygulanmasa da teklif edilmişti. Dernek olarak bu konuda neler yaptınız?

Özellikle bu yasanın gündeme gelmesiyle birlikte hattımızı arayan çok fazla kadın oldu. Yasa onaylandıktan sonra bizleri arayıp “Eşim hapisten çıkacak. Ne yapacağım?”, “Sizi ararsam ve bir cümle belirleyerek ‘……’ dersem lütfen polise adresi bildirin” diyenler var. Ayrıca çocuğun cinsel istismarı ve erken yaşta evlendirilmesi teklifinin yasal hale gelmesine dair ve infaz yasasının bütünüyle ilgili Türkiye’deki tüm kadın örgütlenmeleriyle birlikte çalıştık. Mecliste vekillerle iletişime geçtik. Yasanın neler getirebileceğine dair durumları belirttik. Bunları yapmaya hala devam ediyoruz çünkü teklif her an yeniden gündeme gelebilir. Çocuk istismarı hariç infaz yasasına dair de çok mücadele ettik ancak yasa çıktı. Bizler yine de vaz geçmiyoruz. Takipteyiz. Sosyal medya hesaplarımızı, network ağımızı kullanarak kadın dayanışmasıyla mücadele veriyoruz diyebilirim.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar