2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu sağlama konusunda verilen küresel taahhüt, öncelikle hükümetleri ve birçok işletmeyi sürdürülebilirlik çerçevesinde ilerleme yolunda mücadeleye zorluyor. Tedarik zincirleri boyunca oluşan toplam karbon ayak izinin yüzde 80’i Kapsam 3 emisyonları tarafından oluşturulduğundan, çok uluslu şirket operasyonlarının oldukça karmaşık olduğu biliniyor. Dijital dönüşüm programları, birçok kuruluşun karbon ayak izini ölçmesine
2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu sağlama konusunda verilen küresel taahhüt, öncelikle hükümetleri ve birçok işletmeyi sürdürülebilirlik çerçevesinde ilerleme yolunda mücadeleye zorluyor.
Tedarik zincirleri boyunca oluşan toplam karbon ayak izinin yüzde 80’i Kapsam 3 emisyonları tarafından oluşturulduğundan, çok uluslu şirket operasyonlarının oldukça karmaşık olduğu biliniyor.
Dijital dönüşüm programları, birçok kuruluşun karbon ayak izini ölçmesine yardımcı olurken, ticaret ve sanayi alanında net sıfır hedeflerin karşılanması için enerjinin üretilme ve tüketilme biçiminde köklü bir değişim yapılması gerekiyor.
Fransız merkezli çokuluslu Schneider Electric şirketinin Enerji Yönetimi, Düşünce Liderliği ve İletişim Başkanı Steve Smith’in katkılarıyla oluşturulan dijital otomasyon ve enerji yönetimi konusunda uzmanlaşmış çözümleri bu alanda öne çıkıyor.
Yenilenebilir elektriğin dijitalle buluştuğu nokta: Elektrik 4.0
Steve Smith, küresel net sıfır hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olan en büyük faktörün, ‘’yenilenebilir elektriğin dijitalle buluştuğu nokta’’ olarak tanımladığı ‘’Elektrik 4.0’’ olduğunu savunuyor.
İklim değişikliğinin tamamen kullanılan enerji ile bağlantılı olduğunu söyleyen Smith, halihazırda enerjiyi kullanma şeklimizin inanılmaz derecede verimsiz olduğunu, bu nedenle daha akıllı hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor. Enerjiyi daha akıllı kullanma ve temiz hale getirmenin önemine dikkat çekiyor.
Schneider Electric 2050 yılına kadar, müşterilerinin yaklaşık 800 milyon ton karbondioksit tasarrufu sağlamasına yardımcı olmayı planlıyor. Kendi operasyonları için Kapsam 1 ve 2 emisyonlarındaki tüm operasyonlarında karbon nötr olmayı planlarken, aynı hedefi taahhüt etmeleri konusunda en büyük 1000 tedarikçisini ikna ettiğini belirtiyor.
Sürdürülebilirlik konusunda tedarikçilerle işbirliği – Suppeco
Bulut tabanlı dinamik tedarikçi-veri platformu olan Suppeco’nun CEO’su Sheldon Mydat, a sınıfı tedarikçilerin sürdürülebilir uygulamaları tedarik zincirinin derinliklerine taşımanın anahtarı olduğuna inanıyor. Ayrıca, tedarik zincirlerinin karmaşık olması nedeniyle küçük şirketlerin sürdürülebilirlik yolculuğunda çok çalışılması gerektiğinin altını çiziyor.
İhtiyaç duyulan tüm çözümlerin Endüstri 4.0 teknolojisi şeklinde var olduğunu söyleyen Steve Smith, elektrik ve dijital ikilisinin karbondan arındırma için en iyi vektör olduğunu çünkü daha fazla yenilenebilir enerjinin getirilmesini sağlayacağını belirtiyor.
Schneider Electric’in amiral gemisi niteliğini taşıyan ve merkezi İsveç’te olan ‘’Eco Data Center’’, dünyanın ilk iklim pozitif veri merkezi olarak biliniyor.
Eco Data Center’ın etkin enerji verimliliğine dikkat çeken Smith, ürettikleri ısının yaz aylarında soğutma operasyonlarına güç vererek desteklediğini, kış aylarındaysa bölgedeki konutlara güç sağladığını ve dolayısıyla yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir enerji elde edildiğini belirtiyor.
Schneider Electric, dünya genelinde bir milyondan fazla ticari binada, dünyadaki tüm veri merkezlerinin yarısında ve kamu hizmet kuruluşlarıyla birlikte hastanelerin yüzde 40’ında yer alıyor.
Kaynak:
https://supplychaindigital.com/sustainability/electricity-4-0-the-future-of-sustainability-schneider
