Çevre bilimci Dr. Hannah Ritchie’nin kaleme aldığı ve Sema Utkueri’nin çevirisiyle Boyner Yayınları tarafından yayımlanan ‘Dünyanın Sonu Değil’ kitabı, çevre krizlerine ilişkin karamsar söylemlerin ötesine geçerek, veriye dayalı iyimser bir perspektifle çözüm yollarını ortaya koyuyor. Kitabın orijinal adı: The En Of The World: How We Can Be The Fist Generation To Build A Sustainable Planet’ Dünyanın
Çevre bilimci Dr. Hannah Ritchie’nin kaleme aldığı ve Sema Utkueri’nin çevirisiyle Boyner Yayınları tarafından yayımlanan ‘Dünyanın Sonu Değil’ kitabı, çevre krizlerine ilişkin karamsar söylemlerin ötesine geçerek, veriye dayalı iyimser bir perspektifle çözüm yollarını ortaya koyuyor.
Kitabın orijinal adı: The En Of The World: How We Can Be The Fist Generation To Build A Sustainable Planet’
Dünyanın Sonu Değil, felaket haberlerinin gündelik hayatı kuşattığı bir çağda çözüm yollarına odaklanmayı öneriyor. Hava kirliliğinden plastik atıklara, ormansızlaşmadan iklim kirizine kadar uzanan yedi büyük çevre sorununu veriye dayalı iyimserlikle ele alıyor.
Kitap, üç cümleyi aynı anda doğru kabul ediyor: ‘’Dünya çok daha iyi. Dünya hala çok kötü. Ama dünya çok daha iyi olabilir.’’
Dr. Hannah Ritchie’nin kapsamlı araştırmalarına dayanan bu eseri; iklim değişikliği, hava kirliliği, plastik atıklar ve yenilenebilir enerji gibi yedi temel çevre sorununu tarihsel veriler ve güncel bulgularla ele alıyor. Ancak kitabı benzersiz kılan tarafı, bu sorunlara dair korku üretmek yerine, bilgiyle cesaretlendirmesi. Dünyanın hala ciddi çevresel zorluklarla karşı karşıya olduğunu inkar etmeyen Dr. Ritchie, eldeki veriler doğrultusunda, olumlu gelişmeler ve toplu çabalarla çözüm potansiyelinin mümkün olduğunu savunuyor.
Yazar, ‘’Çevre krizleri karşısında karamsarlığa kapılmak kolay, ancak veriler başka bir hikaye anlatıyor. Hava kirliliğinin azalması, ormansızlaşmanın yavaşlaması, yenilenebilir enerjinin yükselişi gibi gelişmeler gösteriyor ki ilerleme mümkün. Bu kitapla da amacımız; felaket anlatılarının ötesine geçerek, veriye dayalı bir iyimserlikle, bireylerden topluluklara herkesin çözümün parçası olabileceğini göstermekti. Dünyanın sonu değil; birlikte, daha yaşanabilir bir geleceği inşa edebiliriz’’ diyor.
Bilimsel verilerin herkes için erişilebiilir hale geldiği zamanın ruhuna hitap eden bu eserde; sürdürülebilirlik, dönüşüm ve toplumsal bilinçlenme güçlü bir şekilde işleniyor.
Kitapta dikkat çeken bazı veriler şöyle:
· 1990’lardan bu yana hava kirliliğine bağlı ölüm oranları dünya genelinde yarı yarıya azaldı.
· Aynı dönemde ormansızlaşma yüzde 26 oranında yavaşladı.
· Elektrik üretiminde kömür kullanımı; Birleşik Krallık’ta yüzde 60’tan yüzde 2’ye, ABD’de yüzde 55’ten yüzde 20’ye, Danimarka’da yüzde 90’dan yüzde 10’a düştü.
· 2010-2020 arası 110 milyon hektar orman kaybedilirken, aynı dönemde 50 milyon hektar yeniden ağaçlandırıldı.
· Elektrikli araçların dünya genelindeki satışı 2019’da yüzde 2 iken, 2022’de yüzde 14’e yükseldi.
Tüm bu veriler, dünyanın çözülmesi gereken büyük sorunlarla karşı karşıya olduğunu, aynı zamanda çözüm için güçlü veriler, teknolojiler ve küresel irade bulunduğunu da gösteriyor.