“Dünya genelinde her 100 çocuktan 18’i duygusal ihmalle karşılaşıyor”

“Dünya genelinde her 100 çocuktan 18’i duygusal ihmalle karşılaşıyor”

“Projemiz Hayat” çatısı altında, çocuk odaklı projelere destek sağlamak amacıyla 2018 yılında kurulan sosyal girişim markası Phoca, net kârını “Geleceğe Dokunan Anneler” projesine aktarıyor. “İyiden iyiye mutluluk” mottosuyla yola çıkan ve aynı zamanda duygusal ihmal konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan sosyal girişim Phoca’nın Proje Sahibi Aslı Özdemir ile Geleceğe Dokunan Anneler projesini, pozitif ebeveynliği, duygusal ihmali ve sonuçlarını konuştuk.

Öncelikle, Phoca ne zaman kuruldu? Kısaca tanıtabilir misiniz?

Farklı sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak çalışırken en çok kaynak bulmakta zorlanıyorduk. Sürekli insanlardan ve kurumlardan bağış yapmalarını istemek hem bizi çok zorluyordu hem de projeler açısından sürdürülebilir bir durum değildi. Aynı zamanda yurt dışına seyahatlerim sırasında sosyal fayda sağlamaya farklı bakış açısı kazandıran sosyal girişimler dikkatimi çekmeye başlamıştı. Bu esnada neredeyse attığınız her adımın, yaptığınız her alışverişin bir sosyal faydaya destek olmak amacıyla kurgulanmış olduğunu gördüm. Türkiye’de bu daha çok hayırseverlik, vakıf ve dernek statüsünde ilerliyor ama sosyal girişim yapısı biraz farklı. Biz de topluma fayda sağlayarak kâr amacı gütmeyi hedefledik. Böylece, 2018 yılında “Projemiz Hayat” çatısı altında “Phoca”yı kurduk. Phoca, tasarımdan üretime etik kurallar çerçevesinde hareket eden, yüzde 100 doğal malzemeler kullanan, organik çocuk giyimine yönelik sosyal girişim markasıdır. “İyiden iyiye mutluluk” mottosu ile hayata geçirdiğimiz sosyal girişim markamızın, tüm kârını çocuklukta yaşanan duygusal ihmal konusuna dikkat çekmeyi hedefleyen Geleceğe Dokunan Anneler (GEDA) projemize aktarmayı hedefliyoruz.

Logomuz için, çocuklar ve anneleriyle en sıcak bağı kuracak olan “fok” karakterini tercih ettik. Fok bizim için ürün tasarımlarımızdaki o tatlı çocuksuluğu ve amacımızdaki o naif saflığı temsil ediyor. Fokumuz belki de soğuk denizlerin en sıcak canlısı olarak hem o sıcaklığını yayma hem de paylaşma gücüne sahip. Çocuklarla iyi anlaşıyor, arkadaş canlısı, hep gülümsüyor, doğru zamanda doğru yerde olabilmemiz için çok hızlı yüzüyor. Logomuz aynı zamanda markamızın dinamik yapısını, tasarım, üretim, tüketiciyle buluşma ve sosyal sorumluluk projeleri döngüsündeki canlılığımızı yansıtıyor. Logomuz içindeki hikayeleştirme sürecinde ise fokumuzun başını kaldırıp su yüzeyine doğru çıkmasıyla; hedeflerimize ulaşmayı, aydınlığa çıkmayı, derinlerdeki iyiliği ortaya çıkarmayı, mutlu kavuşmaları, büyük rahatlamaları sembolize ettik. “Bizimle birlikte derin bir nefes alın, size yolu gösterelim ve hep birlikte yüzeye çıkalım” mesajını çizgilerle anlattık.

“Geleceğe Dokunan Anneler” projenizden bahsedebilir misiniz?

Geleceğe Dokunan Anneler projesinin hedefi, ülkemizde 4,4 milyon çocuğun etkilendiği “duygusal ihmal” konusuna dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak. Geleceğe Dokunan Anneler projesiyle “anne eliyle” geleceğe dokunmak ve bu doğrultuda, duygusal ihmalin gelecekte yol açabileceği olumsuz davranış kalıplarını engellemeyi hedefliyoruz.

Duygusal ihmal konulu bir projeye odaklanmamızın en önemli sebebi, çocuklukta duygusal ihmalin, çocuk istismarının en sessiz ve görünmez konusu olmasından kaynaklanıyor. Duygusal ihmal, aktif bir istismar türü değil, görünmeyen, hatırlanmayan bir çocukluk deneyimidir. Ülkemize baktığımızda ise çocuk ihmali ve istismarına ilişkin çalışmalarda artış olmakla birlikte, çocuklukta duygusal ihmal konusunda yapılan araştırmaların daha az olduğunun farkına vardık. Bu sebeple hem akademik araştırmalar hem de saha çalışmasıyla iki koldan ilerliyoruz.

Birinci odağımız Hacettepe Üniversitesi Pediatri, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Çocuk Gelişimi Bölümü öğretim üyeleriyle bu konuda daha fazla araştırma yapılmasına öncü ve destek olmak. İkinci odağımız ise 0-6 yaş grubu çocuğa sahip anneler, okullardaki öğretmenler ve PDR uzmanları arasında farkındalık ve duygusal değişiklik yaratmak için seminerler ve eğitimler vermekten oluşuyor. Bu çalışmalarımızda da Hacettepe Üniversitesi öğretim üyeleri ve Madalyon Psikiyatri Kliniği’nin projemiz için yönlendirdiği “Çocuk İhmal ve İstismarı” konusunda uzman psikolog ve psikiyatristler destek veriyor. Bu süreç içinde birçok veli ve PDR uzmanına seminerler verdik. Seminerlerimizde ve projemizde yer alan bilimsel kurul eğitmenlerinin yanı sıra bizlere destek veren Dr. Gülseren Budayıcıoğlu ve Dr. Özgür Bolat ile de iki anne semineri gerçekleştirdik. İlk odak grubu çalışmamızı ise GAP idaresi bünyesinde ÇATOM (Çok amaçlı Toplum Merkezleri) anneleriyle Şanlıurfa’da hayata geçirdik. Tam bir yılda yaklaşık bin kişiye doğrudan ulaştık. Ocak ayı itibarıyla TED okulları ile yaptığımız sosyal sorumluluk projesi iş birliği kapsamında ise hedefimiz, veli ve eğitmenlerle bir araya gelerek, yıl sonuna kadar 2 bin kişiye doğrudan ulaşmak. 

Bunların dışında web sitemiz, YouTube kanalımız, sosyal medya mecralarımız ve yakın zamanda planlamaya geçireceğimiz farklı ürün ve uygulamalarla paydaşları bir araya getirecek bir platform oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu çalışmaların sonucunda elde edilen verilerle de akademik literatüre katkı sağlamanın yanı sıra birbirine saygılı, iletişimi güçlü, yardımsever, özgüveni yüksek, anlayışlı, iradeli çocukların ve bireylerin sayısını artırarak toplumsal değerleri güçlendirmeyi arzuluyoruz.

Pozitif ebeveynlik nedir?

Çocukların dengeli, toplumun üretken üyeleri haline gelmesine yardımcı olan en iyi bilinen araçlardan biri pozitif ebeveynliktir. Pozitif ebeveynler, çocuklarının iyi bir şekilde büyümesi için çocuğun gelişim sürecindeki önemli içeriklerin takibini yapıp gerekli çözümleri üretme yoluna giderler.

Çocuğun bireysel kimliğini geliştirmesi, güvenlik ve istikrarının oluşturulması, bir işi başarıyla bitirmesi için şans tanınması ve cesaretlendirilmesi, rehberlik edilmesi ve gerekli disiplinin verilmesi, keşfetmek için fırsatlar sağlaması, yaratıcılık ve merakı teşvik etmesi, okulda öğrenmesini teşvik etmesi, problem çözme ve karar verme becerilerini geliştirmesi, azim, cesaret, iyimserlik ve dürüstlüğü keşfetmesine yardım etmesi, iyi iletişim becerilerini öğrenmesinin sağlanması, çocuğun rekabete karşı sağlıklı bir tutum geliştirmesine yardımcı olunması, kaygı ile başa çıkabilmeyi öğretilmesi, çocuğun ait olduğu sağlıklı bir aile yaratılması, olumsuzlukları sürekli olarak eleştirmektense, olumlu teşvik ve geribildirim verilmesi konusunda destek olmak pozitif ebeveynliğin önemli adımlarından birkaçıdır.

Pozitif ebeveynlik sadece mutlu çocuklar yetiştirmeye yardım etmekle kalmaz aynı zamanda ebeveynlerin daha etkin hissetmelerinin yanı sıra sosyal çevreleriyle de aynı yöntemleri kullanarak olumlu ilişkiler kurmalarını sağlayabilir.

Duygusal ihmalden ve sonuçlarından bahsedebilir misiniz?

Duygusal ihmal, literatürde “anne babalar ya da bakım verenler tarafından çocuğun sevgi ve saygı görme, önemsenme, duygularının anlaşılmaması, sosyalleşmesine izin verilmemesi, kuralları öğrenme ve uygun uyum becerilerini edinme gibi duygusal ihtiyaçlarının süreğen biçimde göz ardı edilmesi, karşılanmamasıdır” şeklinde tanımlanıyor. Çoğunlukla sessiz ve görünmez olduğundan, çocukluktaki duygusal ihmal hafife alınır ve yalnızca erişkinlikte semptomlar ortaya çıkınca fark edilebilir. Dünya genelinde, her 100 çocuktan 18’i duygusal ihmalle karşılaşıyor. Araştırmalara göre, duygusal ihmal yaşayan çocuklarda düşük özgüven, kendini kolayca suçlama, boşluk hissi, mükemmeliyetçilik, öz disiplin problemi, sıklıkla anormal olduğu hissi yaşama, reddedilmeye aşırı duyarlılık, duygusal ilişkilerde sorun yaşama gözlemleniyor.

Duygusal ihmal yaşayanların ilerideki hayatlarında, liseyi bitirememe, 21 yaşında eğitimde veya bir işte olamama, vasıfsız işlerde çalışma ve en önemlisi mutsuz olma oranı daha yüksek. Çocuklar üzerinde duygusal ihmalin uzun dönem etkileri arasında ise yüzde 42 oranında davranış bozukluğu, yüzde 23 oranında duygu durum bozukluğu, yüzde 28 oranında madde kullanımı sorunu ve yüzde 31 oranında anksiyete bozuklukları gözlemleniyor.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar