Birleşmiş Milletler sağlık kuruluşu DSÖ’nün ilk ‘’Geleneksel Tıp Zirvesi’’, bu alandaki kanıtları ve en iyi uygulamaları paylaşmaya ve modern tıbba entegre etmeye odaklanmak üzere organize edildi. Dünya Sağlık Örgütü’nün 75. kuruluş yıldönümü olan 17 Ağustos’ta başlayan ve iki gün süren toplantı Hindistan hükümetinin ortak ev sahipliğinde Gandhinagar kentinde gerçekleştirildi. Dünyanın dört bir yanındaki Yerli topluluklardan,
Birleşmiş Milletler sağlık kuruluşu DSÖ’nün ilk ‘’Geleneksel Tıp Zirvesi’’, bu alandaki kanıtları ve en iyi uygulamaları paylaşmaya ve modern tıbba entegre etmeye odaklanmak üzere organize edildi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün 75. kuruluş yıldönümü olan 17 Ağustos’ta başlayan ve iki gün süren toplantı Hindistan hükümetinin ortak ev sahipliğinde Gandhinagar kentinde gerçekleştirildi.
Dünyanın dört bir yanındaki Yerli topluluklardan, geleneksel tıp pratisyenlerinden, politika, veri ve bilim uzmanlarından oluşan katılımcılar zirvede bir araya geldi.
Zirvede görüşlerini açıklayan DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhamon Ghebreyesus, geleneksel tıbbın insan sağlığına olan ‘’olağanüstü’’ katkılarının ve sağlık ile çevre arasındaki ‘’yakın bağlar’’ın yadsınamaz olduğunu söyledi.
Tedros, ‘’İnsanların ve gezegenin sağlığı ve esenliği için kadim bilgelik ile modern bilimi bir araya getirmek’’ açısından toplantının öneminin altını çizdi.
Bu sözlerin ardından Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala, geleneksel tıbbın, modern tıbbın karşıtı değil tamamlayıcısı olduğunu savundu.
Ayurveda, yoga, homeopati ve tamamlayıcı terapiler gibi geleneksel tedavilerin geniş kapsamlı disiplinleri içerdiğini dikkate alan DSÖ, bu farkındalıkla çalışmalar yürütmeyi amaçlıyor.
Modern tıbbın eski kökleri
Geleneksel tıbbın insanlığın kendi tarihi kadar eski olduğunu hatırlatan DSÖ başkanı, birçok modern ilacın köklerinin eski şifa uygulamalarına kadar uzandığını vurguladı.
3500 yıl önce Sümerler ve Mısırlılar tarafından söğüt ağacı kabuğunun ağrı kesici ve iltihap önleyici olarak kullanıldığı örneğini veren Tedros, ‘’Daha sonra 1897 yılında kimyager Felix Hoffman aspirini sentezledi ve ilaç her gün milyonlarca insanın hayatını iyileştirmeye ve kurtarmaya devam etti’’ dedi.
DSÖ genel Direktörü, geleneksel tıbbın geçmişte kalması gibi bir düşünceyi kabul etmediğini, dünya genelinde artan talebin hedefi olduğunu savundu. Akıl sağlığı, sağlıklı yaşlanma ve bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve tedavisindeki önemini vurguladı.
Tedros, ülkeleri, geleneksel ve tamamlayıcı tıbbı, sağlık sistemlerine en iyi nasıl dahil edeceklerini incelemeye ve geleneksel tıbbın gücünü bilim ve inovasyon yoluyla açığa çıkarmaya çağırdı. Hindistan hükümeti de geleneksel tıbbı desteklediklerini ifade etti.
DSÖ, bilimsel olarak doğrulanması yönünde yapılacak küresel çalışmalar neticesinde modern tıbba tamamlayıcı olarak entegre edilmesi hedeflenen geleneksel tıbbın, milyonlarca insanın sağlığa erişim boşluklarını kapatmaya yardımcı olacağını vurguladı.
Kaynak:














