Doğa Temelli Çözümler: İklim değişikliğiyle mücadelede ormanları yeniden canlandırmak

Doğa Temelli Çözümler: İklim değişikliğiyle mücadelede ormanları yeniden canlandırmak

Doğa Temelli Çözümler (Nature-based Solutions), özellikle ormanların onarımı, iklim değişikliğiyle mücadelede güçlü ve maliyet açısından etkili yöntemler sunuyor. Bu hayati ekosistemler karbon depolamanın yanı sıra, biyolojik çeşitliliği koruyor ve yerel topluluklar için uzun vadeli faydalar sağlıyor. Bu nedenle küresel iklim hedeflerine ulaşmada vazgeçilmez bir rol oynuyor.

Ormanların önemi

Ormanlar, Dünya’nın kara yüzeyinin üçte birini kaplayarak hem çevresel sağlık hem de insan refahı için temel bir dayanak oluşturuyor. Zengin biyolojik çeşitliliğe sahip orman ekosistemleri, tüm kara türlerinin yüzde 80’ine ev sahipliği yapıyor. 

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) 2023 raporuna göre, yaklaşık 1,6 milyar insan yiyecek, su, odun ve istihdam için doğrudan ormanlara bağımlı ve bu kaynakların ekonomik değerinin yaklaşık 150 trilyon ABD doları olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca, aşırı yoksulluk içinde yaşayan insanların yaklaşık yüzde 90’ı yaşamlarını sürdürebilmek için orman kaynaklarına ihtiyaç duyuyor.

Ekonomik değerlerinin ötesinde ormanlar, karbon tutma (karbon sekestrasyonu) yoluyla iklim değişikliğini hafifletmede kilit rol oynuyor. Fotosentez sayesinde ağaçlar karbondioksiti emerek gövdelerinde, köklerinde ve toprakta depoluyor. 

WWF’nin 2022 raporuna göre, ormanlar 2001-2019 arasında her yıl insan kaynaklı emisyonların %18’ini absorbe etti. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 2020 Küresel Orman Kaynakları Değerlendirmesi’nde, dünya ormanlarının canlı biyokütlelerinde tahmini 662 gigaton karbon depoladığını belirtiyor.

Ancak hızlı ormansızlaşma ve arazi bozulumu, bu hayati dengeyi bozarak atmosfere büyük miktarda karbon salmaya devam ediyor. UNEP’e göre ormansızlaşma, küresel karbon emisyonlarının yaklaşık %15’ini oluşturuyor. Ormansızlaşmayı durdurmaz ve biyolojik çeşitlilik kaybını tersine çevirmezsek, Paris Anlaşması’nın küresel ısınmayı 1,5°C’nin altında tutma hedefi tehlikeye girecek.

Hasar görmüş ormanlar restore edildiğinde, tekrar karbon depolamaya başlamanın yanı sıra, toprakları zenginleştiriyor, su döngülerini iyileştiriyor ve yaban hayatı için yaşam alanları sağlıyor. Küresel ölçekte pahalı ve etkinliği sınırlı mühendislik tabanlı karbon yakalama teknolojilerinin aksine, binlerce yıldır insanlığın ve diğer türlerin güvendiği ormanlar kanıtlanmış bir sistem.

Ekonomik ve sağlıkla ilgili boyutu

Ormanların sağlığı sadece çevresel bir mesele değil; aynı zamanda ekonomik ve sağlık açısından da kritik sonuçlar doğuruyor.

Ormanların bozulması; kâğıt, kereste, tarım ve ilaç sanayileri gibi doğrudan ormanlara bağımlı sektörlerde kaynak kıtlığı yaratarak kârlılığı azaltabiliyor. 

UNEP Finans Girişimi (UNEP-FI), orman kaynaklarına bağımlı şirketlerle bağlantılı sorunlu krediler, atıl varlıklar ve olası temerrütler nedeniyle finansal kurumların da dolaylı olarak etkilendiğini ortaya koyuyor.

Ayrıca ormanlar yağış rejimlerini düzenliyor. Onların kaybı, seller ve toprak kaymaları gibi afet riskini artırıyor ve milyonlarca insan için suyu kirletiyor. Bunlara ek olarak, ormanlar yerel geçim kaynaklarını destekleyen tıbbi bitkiler sağlıyor ve zoonotik hastalıklara karşı tampon görevi görüyor.

Küresel orman restorasyon projeleri

Dünyanın farklı bölgelerinde büyük ölçekli orman ve ekosistem onarım girişimleri sürüyor. BM’nin Ekosistem Restorasyonu On Yılı, ormanların nasıl onarıldığını ve bunun yerel topluluklara ve biyolojik çeşitliliğe nasıl katkı sağladığını listeliyor.

  • Güney Amerika: Brezilya, Arjantin ve Paraguay’ı kapsayan ‘Üç Ülke Atlantik Ormanı Paktı’, 700.000 hektardan fazla alanı restore etti; nesli tehlike altındaki türler için yaşam koridorları yarattı, su güvenliğini artırdı ve iklim değişikliğine karşı direnci güçlendirdi.
  • Afrika: ‘Büyük Yeşil Duvar’ projesi, 20 ülkede 100 milyon hektarlık alanı onarmayı hedefliyor. 2007’den bu yana 30 milyon hektar restore edildi. Ancak 2022 BM Çölleşmeyle Mücadele Zirvesi’nde, finansman açığı ve insani krizler nedeniyle 2030 hedefinin tehlikede olduğu uyarısı yapıldı.
  • Hindistan: ‘Namami Gange’ girişimi, Ganj Nehri havzasını canlandırıyor; 30.000 hektar alan restore edildi ve 2030’a kadar 7 milyon ton sera gazı azaltımı hedefleniyor.
  • Ada devletleri (Vanuatu, St. Lucia, Komorlar): Kıyı ve “zirveden resife” ekosistemlerini onarıyor; 4.000 hektardan fazla alan restore edildi ve 2030’a kadar 1.800 yeşil iş yaratılması bekleniyor.
  • Kazakistan: ‘Altyn Dala Koruma Girişimi’, bozkır habitatlarını ve sayga antilobu popülasyonunu canlandırdı; 5 milyon hektar koruma altına alındı ve sayga sayısı 20.000’den 2,8 milyona ulaştı.
  • Orta Amerika: Kuru Kuşak’taki tarımsal ormancılık sistemleri, toprak verimliliğini ve biyolojik çeşitliliği artırıyor.
  • Endonezya: ‘Doğayla İnşa’ programı, mangrovların doğal olarak yeniden büyümesine olanak sağlıyor.
  • Çin: ‘Shan-Shui Girişimi,’ dağlar, nehirler ve kentleri kapsayan geniş ölçekli restorasyon çalışmalarıyla milyonlarca hektarı dönüştürüyor.

Yerli Halklar ve Yerel Topluluklar: Ormanların koruyucuları

Yerli Halklar ve Yerel Topluluklar, kültür, yönetişim ve korumayı harmanlayan kuşaklar boyu bilgi birikimiyle ormanların yaşamsal bekçileri olarak kabul ediliyor. Çoğu zaman bu topluluklar, devletin yönettiği korunan alanlardan daha iyi koruma sonuçları üretiyor. 

Dünya Bankası’na göre, kalan bozulmamış ormanların yaklaşık %36’sı Yerli topraklarında bulunuyor. Kanada’da Meadow Lake Tribal Council gibi İlk Milletler ve Métis toplulukları, milyonlarca hektarlık ormanı modern ormancılık uygulamalarıyla birleştirerek biyoçeşitliliği ve ekonomik kalkınmayı destekliyor. Benzer şekilde Nepal’deki Terai Arc Peyzaj Girişimi, 66 bin 800 hektar ormanı restore etmek, yaban hayatı koridorları oluşturmak, kaplan popülasyonlarını canlandırmak ve yaklaşık 500 bin hanenin geçimini iyileştirmek için on binlerce yerel topluluk üyesini sürece dahil ediyor.

Yerel bilgi ve işbirliğine dayalı yönetişime saygı duyulduğunda, hem ormanlar hem de onlara bağımlı insanlar birlikte gelişebiliyor.

Orman restorasyonu yalnızca çevresel bir hedef değil; sürdürülebilir kalkınma ve refah için bir yol haritası. 

Sonuç olarak, doğa temelli çözümler iklim krizine karşı kanıtlanmış ve kapsayıcı bir yaklaşım sunarken, gezegeni gelecek nesiller için korumaya ve ekonomik büyümeyi desteklemeye katkı sağlıyor. Kamu ve özel sektörün daha fazla yatırım yapması ve yerel topluluklara güven duyması gerekse de, hâlâ umutlu olmak için güçlü bir neden var.

Kaynak:

https://earth.org/nature-based-solutions-restoring-forests-to-combat-climate-change/#:~:text=Nature%2Dbased%20solutions%20like%20forest,for%20achieving%20global%20climate%20goals.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar