Diyabetli öğrencileri için öğretmenler nelere dikkat etmeli?

Diyabetli öğrencileri için öğretmenler nelere dikkat etmeli?

YÖRET Vakfı’nın çarşamba günleri gerçekleştirdiği Online Merak Ediyordum Öğrendim Serisi’nin 18 Kasım’daki söyleşisinin konusu “Ergenlerde ve Çocuklarda Diyabetli Yaşam” oldu. Söyleşide Uzm. Pediatri Diyabet Hemşiresi Ecem Can, diyabeti ve diyabetli öğrenciler konusunda öğretmenlere düşen görevleri anlatırken Okul Psikolojik Danışmanı İlknur Terzioğlu da diyabetli bir çocuk annesi olarak hikayesini paylaştı.

Çocukların günün önemli bir kısmını okulda geçirdikleri için diyabetle ilgili olası sorunlar açısından öğretmenlerin bilgi sahibi olması gerektiğini belirten Uzm. Pediatri Diyabet Hemşiresi Ecem Can, “Diyabet; insülin salınımı, etkisi veya bunların her ikisinde bozukluk olması sonucunda ortaya çıkan hiperglisemiyle karakterize kronik bir hastalık. Belirtileri sürekli susama hissi, ağız kuruluğu, çok su içme, sık sık ve bol miktarda idrara çıkma, gece idrara çıkma ve yatağını ıslatma, halsizlik, yorgunluk, sık yemek yeme, açıklanamayan kilo kaybı, tekrarlayan mantar enfeksiyonları ve nadir de olsa bulanık görmedir. Diyabetli çocukların okul yaşamı boyunca aileler, öğretmenler ve hemşirelerle yakın işbirliğine ihtiyacı vardır” şeklinde konuştu.

“Hipoglisemi, Tip 1 diyabet tedavisinde en sık karşılaşılan problem”

Hipoglisemi durumunda neler yapılması gerektiğini anlatan Can, “Hipoglisemi; kan şekerinin fazla insülin yapılması, az yenmesi veya öğünlerin atlanması, tedbir alınmadan fazla egzersiz yapılması halinde normalin altına düşmesidir. Tip 1 diyabet tedavisinde en sık karşılaşılan problemdir ve gerekli müdahale yapılmadığında koma gibi ağır durumlara neden olabilir. Hipoglisemi belirtileri arasında baş ağrısı, sinirlilik hali, güçsüzlük, görme bozukluğu, anksiyete, terleme, titreme, baş dönmesi, hızlı kalp atışı ve açlık yer alır. Belirtiler görüldüğünde hemen kan şekerinin ölçülmesi gerekir. Kan şekeri 70 mg ve altındaysa çocuğun yaşına uygun miktarda küp şeker veya meyve suyu verilmelidir. Genelde öğrencilerin çantasında bunlar yer alır. 15 dakika sonra kan şekeri tekrar ölçüldüğünde hala düşük bir sonuç çıkıyorsa bir kez daha küp şeker veya meyve suyu verilir. 70’in üzerindeyse öğün saati olması durumunda öğün yedirilir, öğün değilse ek bir şey yapılmaz. Ağır hipoglisemi durumunda ise çocuk “ayağa kalk” gibi emirlere uyamaz ve boş boş bakar. Bu durumda ağızdan bir şey verilmemeli Glucagon iğnesi yapılmalıdır. Glucagon kan şekerini yükselten bir hormondur, kolun veya bacağın ön yüzünden dik bir şekilde aşı gibi uygulanabilir. Acil durumlarda kıyafet üzerinden de yapılabilir. Bu iğnenin okulun buzdolabının kapağında mutlaka bulundurulması gerekir” açıklamasında bulundu.

“Aile ve çocuğu izleyen diyabet ekibiyle tam işbirliği içinde olunmalı”

Sağlık Bakanlığı’nın Okulda Diyabet Programı İşbirliği Protokolü’ne göre öğretmen ve okul hemşirelerinin sorumluluklarından bahseden Can, “Öğretmen ve hemşireler hipoglisemi veya hiperglisemi gibi durumlarda öğrenciye doğru müdahaleyi yapmalıdır. Hipoglisemiyi önlemek veya tedavi etmek için öğrencinin sınıfta ara öğün almasına izin vermelidir. Öğrencinin sınıfta kan şekerini ölçmesine ve insülin yapmasına olanak tanınmalıdır. Çocuğun her istediğinde su içmesi ve tuvalete gitmesine izin vermelidir. Bilinç kaybı veya bozukluğuyla gelen şiddetli hipoglisemi durumlarında ailenin onayıyla Glucagon uygulamalı, gerekirse 112’yi aramalı ve aileye haber vermelidir. Çocuğun okul aktivitelerine tam olarak katılımını sağlamak, çocuk izin veriyorsa sınıf arkadaşlarına diyabeti anlatmak, aile ve çocuğu izleyen diyabet ekibiyle tam işbirliği içinde olmak, diyabet tedavisi için gerekli malzemelerin güvenli şekilde saklanmasını sağlamak ve takibini yapmak da okul öğretmeni ve hemşirenin sorumlulukları arasında yer alır” dedi.

“Hipoglisemi sonrasında çocuklar kan şekeri normale gelse bile kendilerini yorgun hisseder”

Diyabet tedavisinin insülin, egzersiz, dengeli beslenme ve sürekli eğitimden oluşan bir bütün olduğunu vurgulayan Can, “Diyabetli bir çocuğun ara öğün alması şart değil. Özellikle karbonhidrat sayımı yapan çocukların öğünde aldıkları karbonhidrat miktarı insülin dozunun hesaplanmasında çok önemli. Tüm diyabetli çocukların tanı sırasında ve izlemde düzenli aralıklarla beslenme eğitimi alması şart. İnsülin enjeksiyonu sırasında ise bölgede kızarıklık, morarma, ödem, enfeksiyon, yumru ya da çöküntü olup olmadığı kontrol edilmeli. Böyle bir durum varsa sağlıklı haline dönene kadar o bölge kullanılmamalı. Hipoglisemi sonrasında çocuklar kan şekeri normale gelse bile kendilerini yorgun hissederler. İzin talep ettiklerinde anlayış gösterilmeli. Kan şekeri düşüklüğü ve sonrasında çocukların algılamaları da bir süre bozulur. Sınav sırasında hipoglisemi yaşandığında sınav tekrarı gibi kolaylıklar sağlanabilir. Beden eğitimi dersi gibi uzamış egzersizler öncesindeyse kan şekeri ölçmelerine ve ek ara öğün almalarına izin verilmeli” tavsiyelerinde bulundu.

YÖRET Vakfı’nın bir sonraki etkinliği 25 Kasım günü “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Dünyadan Uygulama Örnekleri” hakkında gerçekleşecek.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar