COP26, 1.5 derece hedefini canlı tutmaya yetecek mi?

COP26, 1.5 derece hedefini canlı tutmaya yetecek mi?

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar, elde edilen sonuçların iklim krizini durdurmak için bilimin öngördüğü çerçeveden uzak olmasına karşın zirvenin önemli kazanımlar da getirdiğine dikkat çekti.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı (COP26), 1 -13 Kasım tarihleri arasında, Birleşik Krallık başkanlığında, İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleşti. Sonuç bildirgesinde, ülkelerin iklim kriziyle mücadeleye yönelik hedeflerinin, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmayı amaçlayan Paris Anlaşması hedeflerine uzaklığına dikkat çekildi. Ulusal katkıların acilen gözden geçirilmesi çağrısı yapıldı. 

Hükümetler, uluslararası kuruluşlar, yerel yönetimler, iş dünyası ve sivil toplum örgütlerinden temsilcilerin bir araya geldiği zirvede iklim hedeflerinin artırılması, iklim değişikliğine uyumun hızlandırılması, Paris Anlaşması’nın uygulanması konularında önemli adımlar atıldı. Enerji, ulaştırma başta olmak üzere bir dizi sektörde dönüşüme yönelik taahhütler ortaya kondu.  Ayrıca zirve sonuç bildirgesinde fosil yakıt teşviklerinin sona erdirilmesi ve kömür kullanımının azaltılarak temiz enerjiye geçişin hızlandırılması çağrısında bulunuldu. Ancak mevcut hedefler küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırmak için yeterli görünmüyor.

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar, COP26’nın ardından bir değerlendirme yaptı.  Bayar, elde edilen sonuçların iklim krizini durdurmak için bilimin öngördüğü çerçeveden uzak olmasına karşın zirvenin önemli kazanımlar da getirdiğine dikkat çekti:

  • İlk kez bir iklim zirvesinin sonuç bildirgesine fosil yakıt kullanımının azaltılması girdi,
  • Küresel Kömürden Temiz Enerjiye Geçiş Bildirgesi kapsamında 46 ülke önümüzdeki 20 yıllık dönemde kömürden elektrik üretimine son vereceğini duyurdu,
  • Küresel çapta 130 trilyon dolar varlığı yöneten 450’den fazla finans kuruluşu, 2050 yılı itibariyle net sıfır emisyon hedeflerine ulaşılabilmesi doğrultusunda finansman sağlama taahhüdü verdi.

Uğur Bayar, zirve boyunca kömürden çıkış, metan gazı emisyonlarının azaltılması, ormanların korunması gibi pek çok alanda yeni taahhütlerde bulunulsa da bu taahhütlerin henüz dünyayı, küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlı tutma hedefi ile uyumlu bir yola sokmadığının altını çizdi. Bayar ayrıca “Zirve iklim krizi ile mücadelede tek aktörün hükümetler olmadığını da gösterdi. COP26, şirketler, finans kuruluşları, yerel yönetimler gibi aktörlerin ortaya koyduğu hedefler, koalisyonlar ve işbirlikleriyle, iklim değişikliği ile mücadelede hükümet dışı aktörlerin öneminin görüldüğü bir zirve oldu” dedi.

Güven kaybı

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın ve Climate Action Tracker’ın analizleri Glasgow’da verilen taahhütler de dahil olmak üzere tüm planlar dikkate alındığında 2,4 derecelik bir ısınma yolunda olduğumuza işaret ediyor. Ayrıca iklim finansmanına ilişkin olarak 2009 yılında gelişmiş ülkeler tarafından verilmiş olan yıllık 100 milyar dolar tutarında kaynak ayrılması yönündeki söz de halen tutulamadı. Bunlara ek olarak iklim krizinin etkilerine karşı hassas konumda olan ülkelerde yaşanan kayıp ve zararların giderilmesine yönelik fon konusunda da uzlaşılamadı.  Bu gelişmeler COP26’ya yönelik, verilen sözlerin inandırıcılığına dair güven kaybına neden oldu.  

Zirve’nin “Daha iyi bir dünya için yarış” etkinliğinde konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, hükümetler, iş dünyası, yerel yönetimlerin verdikleri net sıfır taahhütlerini denetleyecek bir çalışma grubu görevlendireceğini söyledi.  Çok sayıda sivil toplum örgütünü içeren COP26 koalisyonu tarafından yapılan açıklamada da güven kaybına dikkat çekilerek gelişmiş ülkelerin iklim borcunu ödemeleri ve iklim krizi sonucu gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan kayıp ve zararları karşılamaları çağrısı yapıldı.

Kerem Efendioğlu
ADMINISTRATOR
PROFİL

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar