“Çocukluk çağındaki kazaların yüzde 58’i bir yetişkinin yanındayken gerçekleşiyor”

“Çocukluk çağındaki kazaların yüzde 58’i bir yetişkinin yanındayken gerçekleşiyor”

YÖRET Vakfı’nın gerçekleştirdiği Online Merak Ediyordum Öğrendim Dizisi’nin 31 Mart’taki söyleşisinin konusu “Çocukluk Çağı Kazaları, Yaralanmalar ve Önlemler” oldu. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öge Çultu Kantaroğlu, kaza ve yaralanma arasındaki farktan, çocukluk çağı kazalarına ilişkin dünya genelindeki güncel durumdan ve yaralanmayı hazırlayan faktörlerden bahsetti.

Kazalar ve yaralanmalar arasındaki farkı anlatarak söze başlayan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öge Çultu Kantaroğlu, “Kazalarda bir plan ya da kasıt olmaz, beklenmedik durumlardır ve ani olarak ortaya çıkarlar. Yaralanmalar ise, hasar ya da mal kaybıyla sonuçlanabilen önlenebilen olaylardır. Çocuklar için kazalar okulda, sokakta, çocuğun oynadığı yerde, tarım alanında, su kenarlarında, park ve spor alanlarda gerçekleşmekle birlikte en çok evde görülür. Yaralanmada ise kasıt olabilir, termal, mekanik, elektriksel, kimyasal olarak, kapalı dolapta kilitli kalma ya da soğukta bırakılma gibi oksijen ya da ısı gibi yaşamsal unsurlardan uzaklaştırılmalarla gerçekleşebilir. Yaralanmalar ölümle sonuçlanabileceği gibi organ veya uzuv kayıplarına da sebep olabilir” şeklinde konuştu.

“Her dört saniyede bir çocuk yaralanma sebebiyle acile başvuruyor”

Dünya verilerine göre çocuk acildeki başvuruların ilk üç nedeninin ev kazaları olduğunu ifade eden Kantaroğlu, “Her yıl ev kazalarına bağlı hayatını kaybeden çocuk sayısı lösemi ve menenjit gibi hastalıklara bağlı olarak yaşamını yitiren çocuk sayısından fazla. Kazaların yüzde 58’i çocuk bir yetişkinin yanındayken gerçekleşiyor. Çocuğun yanındayken onun güvende olduğunu düşünüyoruz fakat güvende değiller. Dünya genelinde evde kazalar sonucu ölen çocukların yüzde 70’i dört yaş ve altında. Yine 1-4 yaş arası grupta çocukların yüzde 44’ünün ölüm nedeni kazalar ve bu ölümlerin yüzde 80’i gelişmekte olan ülkelerde görülüyor. İnsanların çocuk kazaları riskini algılaması açısından ülkelerin siyasi duruşu, yaptığı yatırımlar ve bu konuya verdikleri eğitim katkıları çok belirleyici bir rol oynuyor. Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (Centers for Disease Control and Prevention) verilerine göre geçen on yılda, kazalara bağlı çocuk ölümleri azalmış olsa da çocukluk çağı ölümlerinin bir numaralı sebebi olmaya devam ediyor. Dünyada her bir saatte bir çocuk yaralanma veya kaza sebebiyle yaşamını yitiriyor. Her beş çocuk ölümünden biri kazalara bağlı olarak gerçekleşiyor. Her dört saniyede bir çocuk yaralanma sebebiyle acile başvuruyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bunu bu bir halk sağlığı problemi olarak nitelendiriyor” dedi.

“Çocukların risk alma potansiyeli çok yüksek”

Yaralanmayı hazırlayan faktörlerin çocuğa ait, çocuğa bakan kişiye ait ve çevresel olmak üzere üçe ayrıldığını belirten Kantaroğlu, “Çocuk zaten deneyimi ve bilgisi olmadığından riskli bir organizma. Ne için risk aldığını bilmiyor fakat risk alma potansiyeli çok yüksek ve bu sebeple kazaya tamamen açık. Çocuğa bakan kişinin yorgunluğu, dalgınlığı, ileri yaşta veya genç yaşta olması, algılama güçlüğü, zihinsel ya da fiziksel özrü, çocuk bakımı konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması gibi pek çok faktör yaralanmayı hazırlıyor. Çevresel faktörler arasında ise gerekli kanunların olmaması, mevcut kanunların uygulanmasındaki yetersizlikler, güvensiz çevre koşulları ve çocukların medyada rol model olarak gördüğü karakterlerin davranışları yaralanmalara sebep olabiliyor” açıklamasında bulundu.

“Kazalar öngörülebilir olduğundan tedbirler alınabilir”

Kazalardan korunma noktasında çevresel ve davranışsal değişiklikler yapılabileceğinden bahseden Kantaroğlu, “Çevresel değişiklikler basit, davranışsal değişiklikler ise aktif girişimler oluyor. Örneğin, yoğun bir yola yaya geçidi ya da üst geçit koymak önemli olsa da davranış değişikliği olmadığı durumlarda yine kazar gerçekleşiyor. Bu sebeple, basit girişimlerin yanında aktif girişimlerin mutlaka desteklenmesi gerekiyor. Bu sadece devletin değil, çocukla temas eden herkesin görevi. Kazalar ya engellenebilir ya da sonuçları iyileştirilebilir ancak engellemek daha efektif bir çözüm. Kazalar öngörülebilir olduğundan tedbirler alınabilir. Gerekli önlemlerin alınmasıyla kazaların sonuçları minimize edilebilir. Örneğin, trafik kazasını engelleyemeyebilirsiniz ama çocuğunuzun kemerini doğru takarsanız korunmasını sağlayabilirsiniz” dedi.

YÖRET Vakfı’nın bir sonraki etkinliği 7 Nisan günü “İletişim Aracı Olarak Müzik” başlığında gerçekleşecek.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar