Çiftçiyle ve organik tarımla dost sosyal girişim: Tarlamvar

Çiftçiyle ve organik tarımla dost sosyal girişim: Tarlamvar

Tarlamvar, tüketicileri ağaç sahibi yapıp onları organik ürünlerle buluşturan bir sosyal girişim. Önceliği, küçük aile çiftçilerinin kazanamama problemini ortadan kaldırmak olan Tarlamvar’ın kurucusu Ata Cengiz’le sosyal girişimi hakkında konuştuk.

Tarlamvar’ın hikayesi nasıl başladı? Sizi Türkiye’deki hangi veriler bu yola çıkardı?

Benim ailem yüzyıllardır Çukurova’da tarımla uğraşıyor. Ben de o atmosferde büyüdüm. Yaz tatillerim tarlalarda bahçelerde geçti. Üzüm tarlalarına gidip üzüm keserdik, ben kasaları taşırdım. Aklımın bir köşesinde hep vardı. Üniversiteyi kazandıktan sonra hangi alanlarda iyi olduğumu öğrenmek için farklı alanlarda staj yaptım. Örneğin, Borsa İstanbul’da, sanayi kuruluşlarında, uluslararası ticaret şirketlerinde. Bunların sonunda girişimciliğe yapımın uygun olduğu kafamda netleşti. Üniversite döneminde birkaç tane batan start-up deneyimim oldu. Dördüncü sınıftayken arkadaşım İsmail, “Cevizde çok iyi para var, bu işe girmeliyiz” dedi. Adana’nın Tufanbeyli ilçesinde kullanılmayan bir tarım arazisi kiralayıp oraya cevizler diktik. Ancak, bu maceranın sonunda cebimize para kalmadı. Ne yapsak diye düşünürken ‘fundraising’ diye bir model kurmamız gerektiğini anladık. İsmail, Adana’daki iş insanlarından para toplayarak onların adına ceviz ağacı dikmeye başladı. Benim aklıma da herkesin erişebileceği bir model geldi. Tarlamvar da bu şekilde kuruldu.

Tarlamvar’ı tüketici ve üretici taraflarından bakarak bize anlatabilir misiniz?

Temel vurgumuz sosyal bir girişim olmamız.  Tarlamvar’ın iki temel etkisi var. Birincisi, üretici tarafında, küçük aile çiftçilerinin gelirlerini normal bir çiftçiye kıyasla iki ila dört katına kadar çıkartabiliyoruz. Çünkü onlara adil ticaret yapıyoruz, hak ettikleri bedeli veriyoruz. Ağacın fotoğraflanması gibi ekstra ücretler veriyoruz. Mesela, limon çiftçisi bizle çalışmasa limonu 1,5 liraya satacakken bizimle çalışan limon çiftçisi, yaptığımız hesaplamalara göre ona verdiğimiz adil ticaret ücreti gibi ek ücretlerle 4.5 liraya yaklaştı.

İkincisi, tüm üreticilerimizin devletin yetki verdiği özel kuruluşlardan alınan iyi tarım veya organik tarım sertifikası var. Tüketiciler de platform üzerinden şeffaf bir şekilde üretim sürecini takip edebiliyor ve bu sürecin sonunda kimin ürettiğini bildikleri sağlıklı gıdalara kavuşuyor.

Tarlamvar hangi sorunların çözümüne katkıda bulunuyor?

Çiftçilerin kazanamama sorununun üzerine gidiyoruz. Büyük aile çiftçisi zaten kazanıyor ama küçük aile üreticilerinin kazanamama problemini ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz. Malumunuz, geçtiğimiz günlerde yapılan tanzim satış, bu sorunun en uç noktası.

Çiftçilere nasıl ulaşıyorsunuz? Onların bu projeye yaklaşımı nasıl oluyor?

Çiftçiler bu konuda muhafazakar ve kapalılar. Onlar için güvenmek çok zor. Bizim ceviz ekmek için kiraladığımız tarla on yıllardır boş bir araziydi. Biz kiralayınca insanlar şaşırdı. “Burada gömü mü var? Niye kiralıyorlar acaba?” diye düşündüler. Güvensizlikleri oldu. Çevremizde tarımla uğraşan insanlar olduğu için önce çevremizden başladık. Sonrasında medya sayesinde bilinirliğe kavuştukça bu sefer çiftçiler gelmeye başladı.

Sitemize çiftçi kayıt formu koymuştuk. Oradan çiftçiler kaydolmaya başladı. 200-250 civarında çiftçi kaydoldu. Sonra o listeden sırasıyla çiftçileri eklemeye başladık. Şu an ürün alımı yaptığımız 40 civarı çiftçi var, diğerleri sırada bekliyor. Talep oldukça ekleyeceğiz.

Şu ana kadar Tarlamvar’ın üretime ve doğaya sağladığı katkı hakkında rakamlar verebilir misiniz?

Bizim manavdan aldığımız bir gıda ortalama 3-4 ay soğuk havada beklemiş oluyor. Mesela, bazen muzlar Ekvator’dan geliyor. Ürünler çok daha fazla süre beklemiş oluyor. Biz, doğrudan üreticiden tedarik sağladığımız için karbon ayak izi normal gıda zincirine kıyasla yüzde 60’a kadar düşüyor.

Tarlamvar için finansal desteği nasıl sağlıyorsunuz?

Tamamen kendi satışlarımızdan. Dışarıdan bir yatırım almadık. Tarlamvar, kendi kendini döndüren bir sisteme sahip.

Özel sektördeki kurumlarla bir iş birliğiniz var mı?

Kurumsal satışlarımız oluyor. Castrol’le güzel bir kampanyamız oldu. Otomotiv Distribütörler Derneği’nin her sene gala gecesi oluyor. Onların da bizim gibi karbon ayak izini sıfırlamaya yönelik çalışmaları var. Castrol, karbon ayak izini sıfırlama çalışması olarak gecede bulunan tüm katılımcılara bizden meyve ağacı hediye etti.

Hangi ürünler var? Ürünlerinize organik olmasından dolayı mı talep geliyor?

Mandalina, limon, muz, zeytin ağaçları var. Yakında Giresun’dan fındık ağacı da gelecek. Çiftçilerimiz giderek çoğalıyor. Şehirde yaşayanlar sağlıklı gıda bulabiliyor tabii ama bizim ürünümüz daha çok hediye olarak satılıyor. Ev içi tüketimden ziyade hediye. Anlamlı ve sıra dışı bir hediye olarak konumlandırıyoruz.

Ürün tüketiciye nasıl ulaşıyor?

Çiftçi hasadı yapıyor. Önceden çiftçiye kutuları göndermiş oluyoruz. Bizim ekipten en az iki kişi hasat zamanı tarlada oluyor. Çiftçiyle birlikte arkadaşlarımız kutulara yerleştirip kargoya veriyorlar.

Kerem Efendioğlu
ADMINISTRATOR
PROFİL

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar