COVID-19 pandemisinin yıkıcı etkilerinin ardından başlayan üç yıllık müzakereler, gelecekteki salgınlara karşı alınacak önlemler açısından tarihi bir anlaşma ile noktalandı. Ülkeler, daha etkili önlem almak, hızlı müdahale edebilmek ve küresel koordinasyonu güçlendirmek amacıyla dünyanın ilk uluslararası pandemi anlaşmasını oybirliğiyle kabul etti. Pandeminin yol açtığı yaklaşık yedi milyon ölüm, sağlık sistemlerinin çökme noktasına gelmesi ve küresel
COVID-19 pandemisinin yıkıcı etkilerinin ardından başlayan üç yıllık müzakereler, gelecekteki salgınlara karşı alınacak önlemler açısından tarihi bir anlaşma ile noktalandı. Ülkeler, daha etkili önlem almak, hızlı müdahale edebilmek ve küresel koordinasyonu güçlendirmek amacıyla dünyanın ilk uluslararası pandemi anlaşmasını oybirliğiyle kabul etti.
Pandeminin yol açtığı yaklaşık yedi milyon ölüm, sağlık sistemlerinin çökme noktasına gelmesi ve küresel ekonominin neredeyse durma noktasına sürüklenmesi, uluslararası toplumda benzeri bir felaketin tekrar yaşanmaması için güçlü bir irade oluşturdu. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) her yıl düzenlediği Dünya Sağlık Asamblesi’nde alınan bu karar, pandemilere karşı küresel iş birliğinin yeni bir döneme girmesini simgeliyor.
Küresel kriz, tarihi uzlaşıyı zorunlu kıldı
Uluslararası kamuoyunda derin etki yaratan küresel kriz sonrası dünya ülkeleri, benzer bir felaketin bir daha yaşanmaması için harekete geçti. Ortak hedef: Gelecekteki pandemilere karşı daha hazırlıklı, daha koordineli ve daha dayanıklı bir küresel yapı inşa etmek.
DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, anlaşmayı ‘’Halk sağlığı, bilim ve çok taraflı iş birliği adına büyük bir zafer’’ olarak nitelendirdi. ‘’Bu anlaşma sayesinde, gelecekteki pandemi tehditlerine karşı kolektif olarak daha güçlü korunacağız’’ dedi.
Pandemi, ülkeler arasında ve içinde teşhis, tedavi ve aşıya erişimdeki büyük eşitsizlikleri gözler önüne serdi.
Müzakereler sırasında ulusal egemenlik konusu sıkça gündeme geldi. DSÖ’nün ülkelerin iç işlerine müdahale edeceği yönündeki asılsız iddialar net bir şekilde reddedildi. Anlaşmada, DSÖ’nün ulusal yasalar üzerinde herhangi bir müdahale yetkisi olmadığı ve ülkelerin seyahat yasakları, zorunlu aşılama ya da karantina uygulamaları gibi kararları bağımsız olarak alacağı vurgulandı.
Kararın oylamasında çekimser kalan 11 ülke arasında Polonya, İsrail, İtalya, Rusya, Slovakya ve İran bulunuyor. Polonya heyeti, ülke içindeki değerlendirme süreci tamamlanmadan anlaşmayı destekleyemeyeceklerini belirtirken, Rusya egemenlik endişelerini dile getirdi. İran temsilcisi ise “gelişmekte olan ülkelerin temel kaygılarının dikkate alınmadığını” ifade ederek, “tıbbi müdahalelere kesintisiz ve adil erişim, teknoloji transferi ve bilgi paylaşımına ilişkin bağlayıcı taahhütlerin eksikliği ile tek taraflı yaptırımların sağlık sistemleri üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin sessizlikten” duydukları üzüntüyü paylaştı.
Oylamadan önceki üst düzey oturumda ise dikkat çeken bir müdahale Amerika Birleşik Devletleri’nden geldi. WHO’dan çekilme sürecini başlatan ABD, oylamaya katılmadı.
ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy, Dünya Sağlık Asamblesi’ne gönderdiği video mesajda Dünya Sağlık Örgütü’nü sert sözlerle hedef aldı. DSÖ’nün pandemi sürecindeki başarısızlıklarını sürdürdüğünü savunan Kennedy, “DSÖ, Pandemi Anlaşması ile pandemi yönetimindeki tüm işlevsizlikleri kalıcı hale getiriyor” ifadelerini kullandı.
ABD’nin bu sürecin bir parçası olmayacağını vurgulayan Kennedy, “Buna katılmayacağız” dedi.
Kaynak: