Azra Kohen: “Çabasız geçen bir ömrün sıkıntısını hiçbir şey geçiremez”

Azra Kohen: “Çabasız geçen bir ömrün sıkıntısını hiçbir şey geçiremez”

Azra Kohen ile ilk tanıştığımızda, “Dünyayı değiştirmek için yazdım; çünkü daha iyi bir dünyada yaşamayı hak ettiğime inanıyorum” demişti. Bunu konuştuğumuzda Fi, Çi ve Pi serisi bitmişti. Şimdi, “Ben ancak yaşadığımız bu gezegende cenneti var edebilirsek cennete girmeye hak kazanacağımıza inanıyorum. Cenneti parayla değil, çabayla var edebiliriz. Ve Gör Beni’de diyorum ki ‘Çabasız geçen bir ömrün sıkıntısını hiçbir şey geçiremez’” diyor. 

Bugüne kadar pek çok vakıfa destek olmak için çalışmalar yaptınız. Bu zamana kadar yapmış olduğunuz STK desteklerinizden bahsedebilir misiniz?
Matematik Köyü, Bolluca Çocuk Köyü başta olmak üzere, Otizm Vakfı ve birçok hayvanları koruma derneğine elimden geldiğince hem kişisel hem de çevremdekileri de işin içine katarak destek vermeye çalıştım. Umarım çabalarımız adresine ulaşmış olsun.

Bu STK’ları neye göre belirliyorsunuz?
Güvenilirliğine göre. Şeffaf bir sistemde yapılandırılmış olması önemli. Yaptığımız bağış ve verdiğimiz desteğin adresine ulaşıyor olması en önemli husus. 

Bu yardımın altında nasıl bir motivasyon ve his yatıyor?
Ben ancak yaşadığımız bu gezegende cenneti var edebilirsek cennete girmeye hak kazanacağımıza inanıyorum. Cenneti parayla değil, çabayla var edebiliriz ve Gör Beni’de diyorum ki “Çabasız geçen bir ömrün sıkıntısını hiçbir şey geçiremez”. İnsanın düzeltmek için kafasına taktığı bazı problemler ve gerçekleştirmek için çaba verdiği bazı değerleri olmalı, yoksa anlam eksik kalır ve anlamın eksik kaldığı yerde insan değil, etrafındaki her şeyi tüketen bir parazit var olabilir bu bedende. 

Sizce Türkiye’de STK’lara yeterince destek olunuyor mu?
Avrupa Birliği fonuna bakılırsa aslında maddi olarak Avrupa Birliği’nden aldığımız destek inanılır gibi değil. Epey fazla ancak önemli olan paranın adrese ulaşıyor olup olmadığı ki bu anlamda da görünen köye kılavuzluk yapmaya gerek yok. Çok büyük destek alan bazı STK’lar hâlâ kendi konularında bile yetkin değiller. Burada bir insan kaynakları problemimiz var. Gönülleriyle bu işi yapan beklentisiz insanları bu işlerin başına getirmeliyiz. 

Türkiye’de hangi alanlarda daha çok çalışmalar yapılmalı?
İnsan kaynakları alanında ciddi reforma ihtiyacımız var. Herkes sanki başkasının becerebileceği bir işi yapar halde olduğundan ilerleme ancak zorlukla oluyor, akışta değiliz bu anlamda. 

Birgün farkındalık uyandıran bir kitap yazmak isteseniz hangi konuyu ele alırdınız?
Yazdığım kitapları yazardım. Umarım Bizimkilerden daha fazla farkındalık uyandıran bir sürü başka kitap da olsun ama Bizimkiler bu anlamda oldukça sağlamlar. Farkındalığın gelişmesine yol taşı olacak kadar sağlam olsunlar dileğindeyim. 

“İyilik düşünmek, bizi cesaretle yaşatır” demiş Goethe. Türkiye’de cesur insanlar var mı? Daha cesur olup daha fazla iyilik yapmak için sizce nasıl bir yol izlenmeli?  
Cesaret taklit edilemeyen yegane şeydir ve en büyük cesaret insanın “kendi” olabilmeyi seçmesidir. Kendini seçmeyip kendine sunulan üzerinden yaşantı geliştiren bir toplumda cesaret müzede bir kavram haline gelir. Bu kavramı sokağa indirip canlı tutmak, yaşatmak istiyorsan önce insanların kendi kimlik bilinçlerine utanacağı bir zemin hazırlamalıyız. Zaten sonrasında gerisi gelir.

Son olarak bu alanda yaptığı proje ve çalışmalarını beğendiğiniz isimler var mı?
Ali Nesin’i çok beğeniyorum, tabii ekibiyle birlikte. İyi işlerin hiçbiri tek kişiden çıkmaz. Ekip olacak kudrette değilsen hayata yol olamazsın.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar